 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/9844 2002/10406
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, 02.08.1988-28.02.1994 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 2.500.000.000 lira zararın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava hukuki nitelikçe davacının 02.08.1988 tarihinden başlayan Bağ-Kur'a tabi isteğe bağlı sigortalılığının 28.02.1994 tarihinde sona erdiğinin tespiti ile davalı Kurumun bu konudaki yanlış ve yasal olmayan işlemi sonucu davacıya ilk tahsis talebine göre Sosyal Sigortalar Kurumundan yaşlılık aylığı bağlanamaması nedeniyle davacının mahrum kaldığı yaşlılık aylıklarından oluşan maddi zararının yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Her ne kadar 1479 Sayılı Kanunun "isteğe bağlı sigortalılık" başlığını taşıyan 79. maddesi hükmünde; isteğe bağlı sigortalılığın, terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte sona ereceği öngörülmekte ise de; somut olayda, davacı sigortalının Kurum kayıtlarına 08.02.1994 tarihinde intikal eden dilekçesi içeriğinde isteğe bağlı sigortalılığı sona erdirme tarihi olarak daha sonraki bir tarihin belirtilmesi itibariyle artık isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği tarih olarak bu tarihe itibar edilmelidir ki; Mahkemenin bu yönde davacının Bağ-Kur'a tabi isteğe bağlı sigortalılığının 28.02.1994 tarihinde sona erdiğine ilişkin kabulü yerindedir.
Davacının 02.08.1988 tarihinde başlayan 1479 Sayılı Kanun kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığının 28.02.1994 tarihinde sona erdiğine ilişkin Mahkemenin kabulü ile bu dönemdeki sigorta primlerinin sigortalıca davalı Bağ-Kur'a ödendiği olgusu gözetildiğinde; davacı sigortalının 29.12.1999 günlü ilk yaşlılık aylığı tahsis talep tarihi itibariyle; 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmü kapsamında birleştirilecek hizmet süreleri toplamı üzerinden kendisine yaşlılık aylığı bağlanacak davacıya son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan Sosyal Sigortalar Kurumunca yaşlılık aylığı bağlanması gerekmekte olup; bu bağlamda birleştirilmiş hizmet sürelerine göre sigortalılık başlangıç tarihi 12.11.1971 olan; 5000 günün üzerinde prim ödeme gün sayısı bulunan ve 506 Sayılı Kanun geçici madde 81/A kapsamında, 4447 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihi itibariyle 23 yıldan fazla sigortalılık süresi bulunması nedeniyle yaşlılık aylığı tahsis koşulları bakımından 4447 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümleri tabi olan davacı yönünden Sosyal Sigortalar Kanununun 60/A-c maddesi hükmünde öngörülen yaşlılık aylığı tahsis koşulları gerçekleşmiş olmakla davacıya; ilk tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01.01.2000 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumunca yaşlılık aylığı bağlanması gerekmektedir.Bu bağlamda davacının; 01.01.2000 tarihi ile ikinci tahsis talebi üzerine kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı 01.04.2001 tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak birikmiş aylıklarını da Sosyal Sigortalar Kurumundan tahsil etmesi mümkündür.
Hal böyle olunca; davacı sigortalının, davalı Bağ-Kur'un yanlış uygulamasından doğan herhangi bir zararının varlığından söz edilemeyeceği için davacının bu yöne ilişkin isteminin yasal koşulların oluşmadığından dolayı reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davaya konu istemin tümden kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.