 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/8564 2002/9725
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, 01.07.1993 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğuna dair Bağ-Kur işleminin ve emeklilik talebinin reddine ilişkin Sosyal Sigortalar Kurumu yazısının iptali ile her iki Kurumunda aksine görüş işlem ve kararlarının iptaline ve Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olduğunun, bu Kurumdan emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava nitelikçe, 01.07.1975-03.08.2000 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında zorunlu ve isteğe bağlı sigortalı olarak primleri ödenen davanın zorunlu çalışmasına ara verdiği dönemde vergi ve oda kaydına istinaden 01.07.1993 tarihinden itibaren başlatılan zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında sigortalı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile Sosyal Sigortalar Kurumundan yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de, davacının 01.07.1993 tarihinden sonraki çalışmasının niteliği araştırılmadığı gibi bu tarihe kadar ki primi ödenmiş gün sayısı da yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli değildir.
Davacının serbest muhasebeci olması, 02.11.1983 tarihinde başlayan vergi kaydı ile 09.04.1990 tarihinde başlayan muhasebeciler oda kaydının devam etmesinden dolayı 1479 Sayılı Kanunun 24. maddesine göre 01.07.1993 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur üyesi olması gerekir.Bu durumda davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı ile Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi isteğe bağlı ve zorunlu sigortalılığı çakışmış olacaktır.Sosyal Güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık söz konusu olmadığından her iki sosyal güvenlik kurumuna tabi sigortalılığın çakışması halinde baskın çalışmanın geçtiği Kurumdaki çalışmaya öncelik tanınması gerekir.Davacı, sigortalı olarak gösterildiği işyerlerinde işverenin denetim ve gözetimi altında hizmet aktinin temel unsurlarına göre, fiilen işin hacim ve niteliğine göre mesaisinin çoğunu işyerinde geçirerek muhasebecilik işini yapmışsa Sosyal Sigortalar Kurumluya tabi sigortalılığına üstünlük tanınması gerekir.Aksi halde muhasebecilik işini kendi bürosunda yapmışsa Bağ-Kur sigortalılığına değer vermek gerekir.Kuşkusuz Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi olarak isteğe bağlı olarak prim ödenen dönemlerde ise 506 Sayılı Kanunun 85. maddesine göre herhangibir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışmayan kimseler isteğe bağlı sigortalı olabileceklerinden bu dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olması gerekeceği de unutulmamalıdır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler doğrultusunda davacının ayrı muhasebe bürosu olup olmadığı, muhasebe işlerini bürosunda mı yoksa işyerlerinde mi yaptığı işyeri kayıtları incelenmek, işverenlerden bu husus sorulmak, gerekirse tanık beyanlarına da başvurularak baskın çalışma tespit olunup hasıl olacak sonuca göre 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanun hükümleri de gözetilerek davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.