 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/817 2002/886
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, yerel mahkemenin 26.12.1994 gün ve 1992/1381 E, 1994/1242 Sayılı Kararının kaldırılarak 01.04.1992 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına, 01.09.1996 tarihine kadarki aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde iade-i muhakeme talebinin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Fatih Arkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445. maddesinde tahdidi olarak öngörülen yargılamanın iadesi sebeplerinden biri de "yeni bir senet veya belgenin ele geçirilmiş olmasıdır." (HUMK madde 445/1) Yeni bir senet veya belgenin ele geçirilmiş olmasına ilişkin yargılamanın iadesi sebebinin varlığının kabul edilebilmesi için; bu senet veya belgenin asıl davaya ilişkin yargılama aşamasında mevcut olması, kararı etkileyecek nitelikte bulunması, hükmün verilmesinden önce ele geçirilememiş olması, yargılama aşamasında ele geçirilememenin iade-i muhakeme isteyen kusurundan kaynaklanmamasına ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmiş olması gerekir. (Bkz. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulu, 5 B, 1991, cild IV,Sh. 3615 vd.) Somut olayda; yargılamanın iadesi istemine konu 1992/1381 esas sayılı asıl dava, davacı sigortalıya 23.03.1992 günlü yaşlılık aylığı tahsis talebine göre 2147 Sayılı Kanuna dayalı yurt dışı hizmet borçlanması ve Türkiye’deki sigortalı çalışmaları gözetilerek Sosyal Sigortalar Kurumundan yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkin olup davalı Sosyal Sigortalar Kurumunca ibraz olunan sigortalıya ait şahsi dosya
içeriğinde mevcut belgelere göre sigortalının Türkiye’deki sigortalı hizmet süresinin 593 gün, 2147 Sayılı Kanuna dayalı yurt dışı hizmet borçlanmasının 2670 gün olmak üzere toplam 3263 prim ödeme gün sayısının bulunduğu ve 506 Sayılı Kanunun 60/A-c maddesinde öngörülen yasal koşulların gerçekleşmediğinden bahisle dava reddedilerek Dairemizin 23.01.1995 günlü kararı ile onanmıştır. Ne var ki, Sosyal Sigortalar Kurumundan celbedilen sigortalı şahsi dosyasına, sigortalının bir kısım, sigortalı çalışma sürelerinin intikal ettirilmediği, gerçekte davacının 23.02.1992 günlü talep tarihi itibariyle 18.02.1960 - 29.09.1971 döneminde Türkiye’deki malüllük, yaşlılık, ölüm sigortaları kapsamında prim ödeme gün sayısının 3625 gün olduğu Manisa İş Mahkemesinin Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen tespit kararı içeriği ile anlaşılmıştır. Kaldı ki Sosyal Sigortalar Kurumu nezdinde olmasına rağmen sigortalının şahsi dosyasına zamanında intikal ettirilmeyen iş bu belgelerin (prim tahakkuk cetvellerinin) mevcut olmasına rağmen asıl davadaki yargılama aşamasında elde edilememesinde sigortalının kusuru da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; HUMK madde 445/1 ‘de öngörülen "Yeni bir senet veya belgenin ele geçirilmesine" ilişkin Yargılamanın iadesi sebebi somut olayda gerçekleşmiştir ve Mahkemece yargılamanın iadesi isteminin kabulu, eski hükmün iptali ile mevcut delil durumuna göre yeniden hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca yargılamanın iadesi davasının iade-i muhakemeye konu hükmü veren mahkemede açılıp, o mahkemece incelenip karara bağlanacağı HUMK’nun 448/1 maddesi hükmü gereği ise de; yargılamanın iadesi davası yeni bir dava olduğundan ayrı esasa kaydedilerek yargılama yürütülmelidir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yargılamanın iadesi isteminin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, oybirliğiyle 11.02.2002 gününde karar verildi.