 |
T.C
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/8 2002/711
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, iş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava; 20.09.1986 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalı işçi .... ......'ın hak sahiplerinin gelirlerinde; kanun, kararname ve katsayı değişikliği nedeniyle yapılan artışlar üzerine uğranılan 861.802.900 lira Kurum zararının rücuan ödetilmesi istemine ilişkin olup, davalılar aleyhine açılıp kabulle sonuçlanan ve dairemizce onanarak kesinleşen ilk rücu dosyasında, davalıların kusur oranları ve haksahiplerinin maddi zararlarının kesinleştiği dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 sayılı kanunun 26. maddesindeki ardalık ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; haksahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi tazminat miktarı ile sınırlı olup, Kurumca; sigortalıya ya da onun ölümü halinde haksahiplerine bağlanan gelirlerin ve gelir artışlarının rücuan ödetilmesine ilişkin davalar; yasal koşullar gerçekleştiğinde doğan ve özel yasa maddesinin kapsadığı halefliğe dayanan, sigortalının hakkından bağımsız nitelikte, kendine özgü bir rücu hakkıdır.
Zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesiyle; Kurumun rücu alacağı muaccel olmaz. Gelir arttırımları yönünden, her gelir artışı olgusunda; artışın onay tarihinde, o kısım için rücu alacağı doğar ve muaccel olur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.07.1994 gün ve 1992/3 Esas ve 1994/3 Karar sayılı kararında da açıkca belirtildiği gibi; sigortalı veya haksahiplerine bağlanan gelirlerde meydana gelen her artış ayrı bir olgudur ve gelir artışlarından önceki ödemeler için, daha önce dava açılmış ve kesinleşmiş olmasının; müddeabih farkı nedeniyle, sonraki gelir artışlarına ilişkin davalar yönünden kesin hüküm engeli yaratmayacağının da gözetilmesi gerekir
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu ilk rücu dosyasında davacı Kurumun fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı tutulması talebinin reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.02.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.