 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/7907 2003/2223
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 1.077.649.275 liranın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
24.02.1992 tarihinde yurda kesin dönüş yaptığını beyan ederek 3201 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlanma isteminde bulunan ve bu istemi kabul edilerek, Almanya’da gerçekleşen 4780 günlük çalışma süresini borçlanıp tahsis talebinde bulunan ve 01.02.1993 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanan sigortalının, 01.01.1992 - 31.12.1997 tarihleri arasında yurt dışında işsizlik yardımı aldığının belirlenmesi üzerine,borçlanma işleminin iptaliyle yaşlılık aylığının bağlandığı tarihten geçerli olmak üzere kesilmesi nedeniyle, 01.02.1993 - 20.11.1998 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının tahsili istemiyle açılan davada, dava tarihinde yürürlükte bulunan yasal düzenleme ve borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşü zorunlu kabul eden Yargıtay kararları çerçevesinde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, sigortalının yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği,tahsis talep tarihinden sonra dahi yurt dışında işsizlik yardımı aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşü şart kılan 3.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 gün ve 36/198 Sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.02.2003 gün ve 21-790/61 sayılı kararı ile,borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşün zorunlu olmadığına ve yurda kesin dönüş koşulu yerine getirilmeksizin yapılan borçlanmaların geçerli olduğuna,ancak yurda kesin dönüş yapılıncaya kadar borçlanma hukuken askıya alınarak 3201 Sayılı Yasanın 6.maddesine göre yurda kesin dönüş yapılmadıkça yaşlılık aylığı bağlanamayacağı ve giderek aylığın başlatılmamasına,şayet bağlanmışsa aylığın kesilerek fuzulen ödenen yaşlılık aylıklarının Kurumca geri istenmesinin mümkün bulunduğu,hukuken askıya alınan yaşlılık aylığının yurda kesin dönüşün gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşından itibaren yeniden ödenmeye devam olunması gerektiğinin kararlaştırıldığı ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu bulunduğu hukuksal gerçeği de dikkate alınarak,Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yukarıda özetlenen Hukuk Genel Kurulu Kararı çerçevesinde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dava tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.