 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/7865 2002/8371
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, Davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Zonguldak Endüstri Meslek Lisesi Müdürü olan davacı, okul müdürlüğü bünyesinde bulunan çırak öğrencilerin 1997, 1998 ve 1999 yıllarına ait sigorta primlerinin Milli Eğitim Bakanlığınca yeterli ödenek gönderilmemiş olması nedeniyle süresinde Kuruma ödenemediği için 506 Sayılı Kanunun 80. maddesine dayanılarak 6183 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca Kurumca kendisi aleyhine girişilen icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece; ödenmeyen primlerle ilgili Bakanlık ödeneğinin gecikmesinin neden kaynaklandığının ve ödeneğin gönderilme tarihinin tespiti için Milli Eğitim Müdürlüğüne yazı yazılmasına ve masrafın davacı tarafından karşılanmasına dair 12.06.2002 günlü ara kararı gereğinin kesin mehile rağmen yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davaların uzaması veya uzatılmasını engellemek amacıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163. maddesiyle getirilen kesin mehil kuralı, Kanunun amacına uygun kullanılmalı, başka bir anlatımla davanın reddi için araç görülmemelidir. Kesin mehile ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlamayı önleyecek şekilde açık ve eksiksiz olmalı ve yapılacak işlerin neler olduğu tek tek gösterilmeli ve ara karar gereğinin yerine getirilmesi için davacı tarafından yatırılması gereken masraf tutarının ayrıntılı olarak saptanması gerekir. Davamızda somutlaşan olayda; davanın reddine gerekçe gösterilen 12.06.2002 günlü ara kararla kararlaştırılan kesin mehilin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163. maddesi ve yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırı şekilde verildiği duruşma zaptının incelenmesinden açıkça anlaşıldığından usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.