 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2002/6817
K: 2002/7363
T: 1.7.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- VAKIF SENEDİ DEĞİŞİKLİĞİ
- KURUM PERSONELİNİN VAKIFTAN YARARLANMASI
ÖZET: Kurum bünyesinde kurulan vakfın üyeleri iken kurum bünyesinden çıkartılan personelin vakıftan da ilişkileri kesildikten sonra, yeni çıkan bir yasa ile tekrar vakfa vücut veren kurumun bünyesine katılan mensuplarının vakıftan yararlanacaklar kapsamına alınmaları konusunda vakıf senedi değişikliği yapılabilir. Senetteki bu değişikliklerin noterde resen düzenleme biçiminde yapılması yasa gereğidir.
(4721 s. MK. m. 101,110)
Dava dilekçesinde vakıf senedinde yapılmak istenilen değişikliğin tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, Türk Ticaret Kanununun 468 ve 743 sayılı Türk Medeni Kanununun 77/A maddesi hükümleri çerçevesinde TRT Kurumunda çalıştırılanlarla işçilere yardım amacı ile kurulmuş bulunan TRT Kurumu Personeli Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı (RATELVAK) üyeleri iken, 3517 sayılı Yasa ile TRT Kurumu bünyesinden çıkartılan verici ünitesi personelinin vakıftan da ilişkileri kesildikten sonra bu defa çıkan yeni bir yasa ile yeniden TRT Kurumu kapsamına alındıkları için söz konusu personelin adı geçen vakfa tekrar üye olmalarını sağlamaya yönelik olarak yapılan vakıf senedi değişikliğinin tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararı, sair temyiz itirazları reddedilerek söz konusu değişikliğin müstakil bir madde olarak düzenlenmesi gereğine işaret edilip bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sırasında, Vakıflar Genel Müdürlüğünce bu arada yürürlüğe giren 4721 sayılı Yeni Türk Medeni Kanunun 101, maddesinde vakıflarda üyelik olamayacağına ilişkin emredici kuralın dikkate alınarak davanın reddi gerektiği yolunda itirazda bulunulmuş, mahkemece, bu itiraz haklı ve yerinde görülüp davanın reddine karar verilmiştir.
Yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Türk Medeni Kanununun vakıfları düzenleyen hükümlerine göre vakfa üye olunması bakımından bir yasak mevcut değil iken Yeni Türk Medeni Kanununun 101. maddesinde vakıflarda üyelik olamayacağı kesin ve emredici bir şekilde öngörülmüş olduğundan genelde vakfa üye olunmasını mümkün kılan vakıf senedi hükümlerine itibar edilemeyeceği gibi senet değişiklikleri ile de bu yolda bir hüküm getirilemez. Yasada üyelik ile ilgili bu yasaklama bakımından vakıfların arasında herhangi bir ayrım gözetilmemiş bulunduğundan çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıfları yönünden de üyeliğin yasaklandığının kabulü gerekir ise de; Türk Medeni Kanununun çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakfı başlığı altındaki 110. maddesinde yer alan ve eski Medeni Kanunundaki hükümleri aynen koruyan düzenlemelere göre, bu tür vakıfların ilgilisi bulunduğu şirket veya kuruluşlarda çalıştırılanlar ve işçilerin vakfa gerektiğinde ödenti vermesi ve en az yapmış oldukları bu ödeme oranında yönetime katılmaları ve temsilcilerini olabildiğince kendi aralarından seçmeleri mümkün ve gerekli bulunmaktadır.
Öte yandan, bu vakıfların temel özelliği varlığını çalıştırılanlar ve işçilerden almasıdır. Bu bakımdan kapsamına aldığı çalıştırılanlar ve işçilerin hangi şirket veya kuruluşun çalıştırılanları veya işçileri olduğu vakıf senedinde gösterilmesi gerekir.
Somut olayda davanın konusu ve amacı da, vakfa vücut veren TRT Kurumu bünyesine katılan verici ünitesi mensuplarının da vakıftan yararlanacaklar kapsamına alınmasını sağlamaktır.
Bu durum karşısında mahkemece, söz konusu vakıf senedi değişikliğinin, TRT verici ünitesi mensuplarını vakıftan yararlananlar kapsamında olduğunu belirtecek biçimde yetkili vakıf organından yeni bir karar alınıp noterde düzenlettirilmesi için davacıya mehil verilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca; dosya kapsamında bulunan vakıf senedi değişikliği, noterlikçe imza onaylaması şeklinde işleme tabi tutulmuştur. Vakıfları gerek ilk kuruluşlarında hazırlanan vakıf senedinin gerekse bu senetteki değişikliklerin noterde resen düzenleme biçiminde yapılması yasa gereği olduğundan mahkemece yapılacak değerlendirmede bu husus da gözetilmelidir.
Bu itibarla yukanda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazıtı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.7.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.