Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2002/5436
K: 200216003
T: 2.7.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • PRİM BORCU VE FAİZİN İPTALİ
  • GÖREVLİ MAHKEME
  • DAVA SÜRESİ
 
ÖZET: Yargı yeri yanılgısı nedeniyle Sulh ceza mahkemesine süresinde açılan davanın görevsizlik ile sonuçlanması üzerine, görevli mahkemede açılan dava; görevsiz mahkemedeki davanın devamıdır. Görevsiz mahkemede dava açılması ilekazanılmış haklar saklı tutulmuş olacağından, hak düşürücü sürelerin de görevsiz mahkemededavanın açıldığı zamana göre hesaplanması hukuksal bir gerekliliktir.
 
(506 s. SSK. m: 140)
(1412 s. CMUK, m. 293)
(1086 s. HUMK. m. 7f
(2577 s. jYUK.m. 14,15)
(2247 s. UMK. m. 10,18,22)
 
Davacı, prim borcu ve faizinin iptalinekarar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyizedilmesi Üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacıya ait bina inşaatı işyerinde çalışan bazı işçilerin bu çalışmalarının Kuruma eksik bildirildiğini saptayan müfettiş raporuna dayalı olarak tahakkuk ettirilen idari para cezası ve eksik bildirilen primlere ilişkin borcun kaldırılmasına yönelik olarak davalı Kurum nezdinde yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine, Kurum ünitesinin bu kararına karşı süresi içinde Sulh Ceza Mahkemesine yapılan itirazınanılan mahkeme tarafından incelenerek, idari para cezalarının kaldırılmasına, prim ve gecikme zammına ilişkin başvuruyu inceleme görevinin ise Iş Mahkemesine ait bulunduğu belirtilerek Sulh Ceza
Mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesi karşısında, davacı tarafça görevli İş Mahkemesinde işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme, görevsiz Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davanın süresinde olup olmadığını irdelemeksizin, iş mahkemesine açılan bu dava süresinde açılmadığı gerekçesiyle red etmiştir. Olayda öncelikle çözümlenmesi gereken sorun, prim borcu ve gecikme zammının iptaline ilişkin davanın "yargı yeri yanılgısını nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesine süresinde açıldığı halde, davanın "görevsizlik" ile sonuçlanması üzerine görevli mahkemede açılmış bulunan iş bu davanın görevsiz mahkeedeki o davanın devamı olup olmadığı ve süresinde açılmış sayılıp sayılmayacağı meselesidir.
Bilindiği üzere öğretide; görev uyuşmazlığı, ayni yargı yoluna tabi mahkemeler arasındaki ilişkide söz konusu edildiği halde, idari, askeri ve adli yargı yerleri ile yine adli yargı içerisinde yer alan ceza ve hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki ise (görev değil) yargı yolu uyuşmazlığı olarak nitelendirilmektedir. (Kuru, 1974-158) Oysa bu konudaki uygulamaya bakınca Hukuk ve Ceza Mahkemeleri arasındaki ilişkiye de "görev" münasebeti denildiği götülmektedir. Bu açıdan bakıldığında ceza mahkemesince görevsizlik, kararı yerine,yargı yeri yanılgısı nedeniyle dinlenmesi mümkün bulunmayan "dava dilekçesinin REDDİNE" karar verilmesi gerekir idi ise de, esasen aşağıda anlatılan yasal düzenlemeler ışığında, Hukuk Tekniği ve usul hukuku açısından, "yargı yolu uyuşmazlığı"nın dahi görev uyuşmazlığı" ile aynı sonuçları doğurduğunda kuşku yoktur.
Gerçekten de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7. maddesinde "diğer bir mahkeme yahut idari makam veya yargı merciinin görevine giren bir dava veya iş kendisine arz olunan (görevsiz) mahkeme ,"" görevsizlik kararı verebileceği"ne işaret edilmekte,
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 293. maddesine göre "kabule şayan müracaatta... merciinin tayininde yapılanhata müracaat edenin hukukunu ihlal etmeyeceği" gibi 3622 sayılı Yasa ile değişik 2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-a ile 15/1-a ve 2, fıkralarında "görevsiz mahkemeye yapılan başvuruların Danıştay veya ilgili (görevli) mahkemeye başvurma tarihi olarak kabul edileceği" öngörülmektedir, Esasen uygulamada idari yargılama usulünde anılan yasa maddeleriyle belirtilen düzenlemeler getirilmeden önceki yasal boşluk, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 7 ve 193 maddelerinin kıyasen uygulanması suretiyle giderilmekte olduğunu görmekteyiz. Bu konuda 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 10 ve devamında yer alan 18 ve 22. maddelerinde de "başvuru ile ... zaman aşımı ve öbür kanuni sürelerin duracağı" belirtilmektedir: Öte yandan bütün bu yasal düzenlemelere paralelolarak da Borçlar Kanunu'un 137. maddesinde görevsizlik nedeniyle davanın reddi halinde zaman aşımı bakımından alacaklıya "munzam süre" tanındığı, zaman aşımı konusunda getirilen bu munzam sürenin "hak düşürücü" sürelere de kryasen uygulanmasında hiçbir yasal engel bulunmadığı gibi,
Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1963 tarih ve 4/5t-19 sayılı kararında da belirtildiği veçhile, görevsizlik kararı üzerine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 193. maddesine uygun olarakgörevli mahkemede !lörüjmekte olan bu dava, görevsiz mahkemede,açılmış olan davanın devamı olup,görevsiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış haklar saklı tutulmuşolacağından, hak düşürücü sürelerin de görevsiz mahkemede davanın açıldığı zamanagöre hesaplanması hukuksal bir gerekliliktir. Bu arada, görevsiz mahkemede eksik bırakılan hususların (Harçlandırma, ve benzeri hukuki ve usuli işlemler vs,) görevli mahkemede tamamlanması doğaldır.
Yukardan beri açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetildiğinde, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girerek sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup" bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 2.7.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava; Kurumca verilen idari para cezasının iptali istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 sayılı Kanunun 140. maddesinde; idari para cezasını gerektiren haller, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen karara karşı hangi mahkemede dava açılabileceği özel bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre; cezayı gerektiren haller oluştuğunda Kurumca verilecek idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtirazı reddedilenler, red kararının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili Sulh Ceza Mahkemesinde dava açabilirler. İdari para cezasına karşı süresi içinde Kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilmesi halinde yine süresi içinde Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmamasıhallarinde idari para cezası kesinleşirve artık İş mahkemesinde menfi tespit, ödeme emrinin iptali ve itiraz davası açılamaz.
Davamızda somutlaşan olayda, Kurum ünitesine yapılan itirazın reddedilmesi üzerine süresinde yapılan itirazı inceleyen Sulh Ceza Mahkemesince, resen tahakkuk ettirilen prim borcu ve gecikme zammına ilişkin itirazı inceleme yetki ve görevinin iş mahkemesine ait olduğundan mahkemenin görevsizliğine, idari para cezasına yönelik itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş, 10.4.2001 tarihinde iş mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine açılan işbu davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Adli yargı sistemi içindeki görevsizlik kararlarının; ancak hukuk mahkemeleri ya da ceza mahkemeleri arasında uygulanması mümkündür. Başka bir anlatımla hukuk mahkemelerinden ceza mahkemelerine, ya da ceza mahkenielerinden hukuk mahkemelerine görevsizlik kararı verilemez. Hukukmahkemesinin görevli olmadığın"dan dolayı dava dilekçesinin reddine karar verildiği takdirde dosyanın ait olduğu mahkemeye gönderileceğine dair Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi hükmü, ancak hukuk mahkemeleri arasına verilen görevsizlik kararları için uygulanır. Aksinin.
kabulü halinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 193. maddesi uyarınca dava dosyasının görevlikabul edilen Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesi gerekir. Buna göre görevli mehkemede görülmeye başlanan dava, yeni bir dava olmayıp, görevsiz mahkemede açılmış bulunan davanın devamı niteliğindedir. Bu durumda görevsiz mahkemede dava açılması.ile kazanılmış olan haklar saklı tutulmuş olur. Örneğin zamanaşımı ya da hak düşürücü süre, görevsiz mahkemede davanın açıldığı tarihe göre hesaplanır, görevsiz mahkeme kararı ile konulmuş bulunan ihtiyati tedbir veya haciz devam eder.
Ayrıca görevsiz mahkemedeki ikrar, yemin, feragat, kabul ve sulh görevli mahkeme yönünden bağlayıcı niteliktedir. 506 sayılı Kanunun 140. maddesinde idari para cezasına itiraz yöntemi açıkça belirtilmiş olup, anılan maddede sayılan itiraz yolları kullanılmaksızın iş mahkemesinde açılan davanın yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dinlenilmesi mümkün değildir.
Kurumca İdari para cezası ile cezalandırılan kişilerin; 506 sayılı Kanunun 140. maddesinde kanun yolunun açıkça gösterilmesi karşısında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 293. maddesindeki "Kabule şayan bir müracaata, kanun yolunun veya merciinin tayininde yapılan bir hata müracaat edeninhukukunuihlal etmez." kuralından yararlanmaları da mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olduğuna inandığım yerel mahkeme kararının onanması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerektiği şeklindeki bozma kararına karşıyım.
 
Süleyman CANER Üye
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini