 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
E.2002/2546
K.2002/3158
T.08.04.2002
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, davalı Kurum nezdindeki kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, sonucu itibariyle Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında 01.05.1974 - 15.03.1989 döneminde 2687 gün zorunlu sigortalılığı, 01.05.1989 - 30.12.1997 döneminde ise isteğe bağlı sigortalılığı bulunan davacının 26.03.1989 - 26.02.1998 dönemindeki muhtarlık görevine dayalı Bağ-Kur zorunlu sigortalılığının iptali ile Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi isteğe bağlı sigortalılığının geçerliliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davada uyuşmazlık, davacının muhtarlık görevini yaparken 506 Sayılı Kanuna tabi isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemesi nedeniyle hangi sigortalılığına geçerlilik tanınacağı konusundadır.
2108 Sayılı Muhtar ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4. maddesinin l. fıkrası hükmüne nazaran Köy ve Mahalle Muhtarlarından bir Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı olmayanlar 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu kapsamına alınmıştır. Anılan yasanın öteden beri ücretsiz ve sosyal güvenlikten yoksun olarak çalışan muhtarların durumlarının iyileştirilmesi amacı ile çıkarıldığı bilinen bir gerçektir. Yasanın amacı ve muhtarlık görevinin özellikleri gözönünde tutulduğunda, sözü edilen 4. maddenin lehe yorumlanması ve muhtarların vergi
dairesinde tescilli değillerse Sosyal Sigortalar Kanununa tabi bir işte çalışabileceği giderek isteğe bağlı sigortalı olabileceğinin dolayısıyla kendi isteği dışında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılamayacağının kabulü gerekir. Kaldı ki, kişinin sosyal güvenliği açısından kendi durumuna en uygun sosyal güvenlik kurumunu seçme hakkını tanımak sosyal güvenlik hukukunun genel ilkelerindendir. Öte yandan yukarıda da öngörüldüğü üzere 2108 sayılı Kanunun amacı, Bağ-Kur T.C Emekli Sandığı ve Sosyal sigortalar Kurumu ile Kanunla kurulu diğer emekli sandıklarından yaşlılık aylığı almayanlar ile bu kurum ve sandıklara prim ve kesenek ödemekte olmayan muhtarların başka ifade ile herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisi bulunmayan muhtarların sosyal güvenliğe kavuşturulmasını sağlamak olup, muhtarlık görevinin özelliğide gözetildiğinde "herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışma" niteliğini taşımadığından 506 Sayılı Kanun madde 85'te isteğe bağlı sigortalılık için öngörülen yasal koşulların gerçekleşmediğinden de sözedilemez.
Bu durumda davacının 506 Sayılı Kanuna tabi isteğe bağlı sigortalılığı ile çakışan muhtarlık görevine dayalı Bağ-Kur sigortalılığının iptali gerekir.
Diğer taraftan dava sonucu itibariyle Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını da etkileyeceğinden davacıya Sosyal Sigortalar Kurumunu da yöntemince davaya dahil etmesi için önel verilmelidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.