 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/10308 2003/3349
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı,emeklilik ve sosyal güvenlik hakkının tekrar tesis edilerek kesin dönüşe kadar bu hakkının askıya alınmasını ve Kurumca geri alınan toplam 3.164.118.256 liranın yasal faizi ile birlikte tahsiline, olmadığı taktirde ödenen borçlanma bedeli 8003 Doların(USD) karar tarihindeki Merkez Bankası Efektif Döviz kuru üzerinden faiziyle ödenmesine, bu da olmadığı taktirde ödenen borçlanma bedeli 8003 Doların Türk Lirası karşılığı olan 475.794.356 liranın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme,ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün,davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşü şart kılan 3.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 gün ve 36/198 Sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.02.2003 gün ve 21-790/61 sayılı kararı ile,borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşün zorunlu olmadığına ve yurda kesin dönüş koşulu yerine getirilmeksizin yapılan borçlanmaların geçerli olduğuna,ancak yurda kesin dönüş yapılıncaya kadar borçlanma hukuken askıya alınarak 3201 Sayılı Yasanın 6.maddesine göre yurda kesin dönüş yapılmadıkça yaşlılık aylığı bağlanamayacağı ve giderek aylığın başlatılmamasına,şayet bağlanmışsa aylığın kesilerek fuzulen ödenen yaşlılık aylıklarının Kurumca geri istenmesinin mümkün bulunduğu,hukuken askıya alınan yaşlılık aylığının yurda kesin dönüşün gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşından itibaren yeniden ödenmeye devam olunması gerektiğinin kararlaştırıldığı ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu bulunduğu hukuksal gerçeği de dikkate alınarak,Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yukarıda özetlenen Hukuk Genel Kurulu Kararı çerçevesinde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dava tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,Üye Ali Göcen’in muhalefetine karşı; Başkan Resul Aslanköylü,Üye Coşkun Erbaş, Süleyman Caner ve Neslihan Sever’in oylarıyla ve oyçokluğuyla 10.04.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Henüz gerekçeli kararı Resmi Gazetede yayınlanmamış Anayasa Mahkemesinin 3201 Sayılı Kanunun 3.maddesine ilişkin iptal kararı gerekçe gösterilerek,mahkeme kararını temyiz etmeyen davacı taraf yararına, kararı temyiz eden Sosyal Sigortalar Kurumunun durumunu kötüleştirecek şekilde; başka bir anlatımla "aleyhe bozma yasağına" aykırı düşecek biçimde bozma kararı veren sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.Kararın onanması görüşündeyim.