 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/10175 2003/400
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, 1994-1995 yılları arasındaki Bağ-Kur hizmet süresinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mehmet Şahin tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava sonucu itibariyle davacı sigortalının; Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi tarım sigortalılığı ile çakıştığından bahisle 1994-1995 dönemindeki 2926 Sayılı Kanuna tabi isteğe bağlı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Önceki hükmün müddeabihi ile sınırlı olarak kesin hüküm ya da kesin delil teşkil etmesi; bir başka ifade ile önceki hükmün müddeabihi aşan kapsamda kesin hüküm yada kesin delil çevresinde bağlayıcılığından söz edilememesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 237. maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda; önceki dava hasren davacının 01.11.1992-30.11.1994 dönemindeki nizasız Bağ-Kur tarım sigortalılığından sonraki primi ödenen 01.01.1997-30.06.1999 döneminin 2926 Sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak tespiti istemiyle açılmış olup mahkemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 74'de öngörülen taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde; davacının 30.11.1994 tarihinden itibaren isteğe bağlı Bağ-Kur tarım sigortalısı olduğunun tespitine ilişkin hükmü Yargıtay onamasından geçerek şekli anlamda kesinleşmiş ise de; o davada davacının 30.11.1994-01.01.1997 dönemine ilişkin herhangi bir talebinin bulunmaması giderek yukarıda açıklandığı üzere dava konusu yapılmayan bir konuda mahkemenin vereceği kararın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 237'de öngörüldüğü biçimde maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğine dair hukuki esas karşısında; bu dönem için artık kesin hükmün varlığından söz etmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca; işin esasına girilerek ulaşılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken aksinin kabulü ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.01.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.