 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/10108 2003/1644
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun tespiti ile 31.07.2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi İhsan Çakmak tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacının yöntemince askerlik borçlanması talebinde bulunduğu ancak borçlanma bedelinin bir kısmını ödemediği tartışmasızdır.Borçlanma tutarının sigortalıya hak ve yükümlülükleri belirten ve yaptırımı da içeren yazının tebliğinden itibaren 2 yıl içinde ödenmesi gerekir.Dosyada askerlik borçlanmasının davacıya tebliğ edildiğine dair tebligat parçası yoktur.Bu nedenle borçlanmanın süresinde yapıldığının kabulü gerekir.Askerlik borçlanmasının tamamının ödenmemesi nedeniyle ödenen süreye ilişkin borçlanmanın değerlendirilmesi doğrudur.
Davacının yaşlılık aylığı bağlanması isteminin mahkemece kabulüne karar verilmiştir.
Davacının tahsis talep tarihi itibariyle askerlik borçlanması dahil toplam hizmeti 25 yıldan fazladır.1479 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunla değişik 35. maddesine göre yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalı kadının 58, erkeğin 60 yaşını doldurması ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması gerekir.Ayrıca kadın 60, erkek 62 yaşını doldurmuş ve 15 tam yıl prim ödemiş ise sigortalıya kısmi
yaşlılık aylığı bağlanır.Değişiklikten önce erkek sigortalının kısmi yaşlılık aylığı talebinde bulunması için 55 yaşını doldurması ve 15 tam yıl sigorta primi ödemesi, keza tam yaşlılık aylığı bağlanması için erkek sigortalının yaş haddine bakılması için 25 tam yıl sigorta primi ödemesi yeterli idi.Anılan Kanunun geçici 10. maddesinin birinci fıkrasında ise 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına hak kazananlar ile aylık bağlanmasına hak kazanmasına iki tam yıl veya daha az kalan sigortalıların tam veya kısmi yaşlılık aylığı talep haklarının saklı bulunduğu öngörülmüştür.
Davacının 1479 sayılı Yasanın geçici 10. maddesinin yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.1999 tarihinde borçlanma dahil 23 yıl 4 ay 12 gün prim ödediği yani 25 tam yıl prim ödeme süresine iki yıldan az süre kaldığı anlaşılmaktadır.1479 sayılı Kanunun 35. maddesinin 4447 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükmüne göre tam yaşlılık aylığı bağlanması için 25 tam yıl sigorta primi ödeme koşulu dikkate alındığından, davacının değişiklikten önceki yasa hükümlerinden yararlanması gerektiği ve tahsis talep tarihinde 25 tam yıl prim ödeme koşulunun yerine getirdiğinden tam yaşlılık aylığına hak kazandığı anlaşılmaktadır.Davacının 08.09.1999 tarihi itibariyle 23 yıldan fazla prim ödeme gün sayısı bulunduğundan 4759 sayılı Yasa kapsamında durumunun değerlendirilmesine gerek yoktur.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararı doğru olduğundan davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 06.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.