 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2001/818
K: 2001/942
T: 13.2.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BAĞ-KUR SİGORTALILIĞININ İPTALİ
ÖZET: Şirketin kurucu ortağı, müdürü ve münferit olarak yetkili temsilcisi olan davacının, limited şirketteki bu çalışına süresinde Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekir.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 24)
Davacı, resen yapılan 1 günlük Bağ-Kur sigortalılığının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, sonucu itibariyle davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalısı değil, 506 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Davacının 3.2.1993 tarihinden itibaren Limitet Şirket kurucu ortağı olduğu tartışmasızdır. 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi Limitet Şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalısı olacağı hükmünü amir bulunduğu gibi; dairemizin yerleşmiş kararlarında, Limitet Şirket ortağının kendi işini yapan kişi durumunda olduğu ve dolayısıyla Bağ-Kur'lu sayılması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda da davacının Kurucu ortağı, müdürü ve münferit olarak yetkili temsilcisi olduğu Limitet Şirketteki çalışmasında; kendi işini yapan durumunda bulunduğunun Dairemizin önceki bozma kararından sonraki yargılama aşamasında yapılan araştırma ve inceleme, özellikle Limitet Şirketin 18.10.1999 tarihli yazısında davacının Ar-Ge ve satın alma grubu başında bulunduğunun bildirilmesi, 82 kişinin çalıştığı bir şirkette, temsil yetkisini haiz müdür ortağın işçi olarak bir başka ifade ile hizmet akdiyle çalışmasından sözedilemeyeceği olgusu ile anlaşılması, karşısında; davacının bu sürede Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 13.2.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.