 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2000/8625
K: 2001/3492
T: 4.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KURUM ZARARININ RÜCUAN ÖDETİLMESİ
* İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİNİN VERİLMEMESİ
Karar Özeti: İşveren, işe giriş bildirgesi dışında diğer bildirgeleri vermiş, iş kazası geçirilen tarihi de kapsar biçimde tüm primler yatırılmış, Kurumca, kaza geçiren sigortalı hakkında ayrı sigorta sicil dosyası tutulmuş ve kendisine sigorta sicil numarası verilmiş olup; Kurum, sigortalının çalışmalarından haberdar olmuştur, ayrıca prim kaybına da uğramamıştır. Bu durumda, salt işe giriş bildirgesinin verilmemesinin, işverenin sorumluluğunu gerektireceği sonucuna varılmamalıdır.
(506 s. SSK. m. 9,10)
Davacı, işkazasmda malül kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı ve davalılardan Metin ve Aysel avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurumun temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık, iş kazasının meydana geldiği tarihten önce işverence, Kuruma işe giriş bildirgesi verilmemekle beraber primler ödenmişse ve ödenen primlerin sigortalıya aidiyeti Kurum tarafından belirlenebilecek durumda ise salt işe giriş bildirgesinin süresinde verilmemesinden ötürü davalı işverenlerin rücu alacağı ile 506 sayılı Yasanın 10. maddesine göre sorumlu tutulup tutulamayacağı meselesidir.
4447 sayılı Yasayla değişikliğe uğramış olmakla beraber iş kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 9. maddesi hükümleri gereğince sigortalının işe alındığı tarihten itibaren bir ay içinde örneği Kurumca hazırlanacak bildirgelerle Kuruma bildirilmesi gerekir. Bu hükmün getirilmesinin amacı kaçak sigortalı çalıştırmayı önlemek, dolayısıyla da sigortalıları sosyal güvenlik şemsiyesi altına almak ve ayrıca Kurumun prim gelirlerini artırmaktır.
9. maddede, münhasıran "işe giriş bildirgesinden söz edilmemiş "...Örneği Kurumca hazırlanan bildirgelerle..." denmiştir. 10. maddede de "işe giriş bildirgesi" deyimine yer verilmemiş "Sigortalı çalıştırılmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgesinin sonradan verildiği..." kavramına yer verilmiştir.
Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre, (79/1) işverence kuruma verilmesi gereken prim bildirgelerinin neler olduğu Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğine bırakılmıştır. Bu bildirgeler, "aylık sigorta prim bildirgesi, "Dört aylık sigorta prim bordrosu" ve "sigortalı hesap fişi" dir. (Yönetmelik madde 16. 17. 18) Bunların dışında Sosyal Sigortalar Kanunu'nun madde 9'a göre de "işe giriş bildirgesinin verilmesi gerektiği yukarıda açıklanmıştır.
Somut olayda sigortalının 1994 yılında iş kazası geçirdiği, işverenin iş kazasının meydana geldiği tarihi de kapsar biçimde 1979 tarihinden 1999 tarihine kadar primleri ödediği ancak kazadan önce işe giriş bildirgesini süresinde vermediği görülmektedir. Kurumca düzenlenen sigortalıya ait hizmet cetvelinde prim ödeme dönemleri gösterildiği için sigortalıyı da içerir biçimde dönem bordrolarının işverence Kuruma verildiği açıktır. Zira Kurum, prim tahakkukunu prim bordrolarını esas alarak düzenler. Bundan başka Kurumca, kaza geçiren sigortalı hakkında ayrı sigorta sicil dosyası tutmuş, kendisine sigorta sicil numarası verilmiştir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğine göre işe alınıp sigortalıya Kurumca Sosyal Sigorta Sicil numarası verilir ve ayrı bir dosya tutulur. Dava konusu olayda işveren, işe giriş bildirgesini vermemiş olsa bile çalışma dönemlerine ait prim bordrolarını Kuruma verdiğinden, ayrıca primleri de ödemiş bulunduğundan Kurum sigortalının çalışmalarından haberdar olmuştur ve prim kaybına da uğramamıştır. Zira 9 ve 10. maddelerin getiriliş amacına aykırı bir davranış söz konusu değildir. Daha önce ifade edildiği gibi 9. ve 10. madde hükümleri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği hükümleri bir bütün olarak yorumlandığında aslolan sigortalıların Kuruma bildirilmesi ve primlerinin ödenmesidir. Bu bildirim işe giriş bildirgesi dışında kalan belgelerle de gerçekleştirilebilir 10. maddesinin sözünden ve özünden, diğer bildirgeler verilmesine ve primlerin ödenmesine karşın salt işe giriş bildirgesinin verilmemesinin işverenin sorumluluğunu gerektireceği sonucuna varılamamıştır.
Yargıtayımızın yerleşmiş ve oturmuş görüşlerine göre, primler ödenmemiş ve diğer bildirgeler verilmemiş olsa bile, salt kazadan önce işe giriş bildirgesi verilmiş ise işveren 10. madde gereğince sorumlu tutulamamaktadır. Hatta, örneğin, sigortalıya ait işe giriş bildirgesi beş sene önce verilmiş ve hiç prim ödenmemiş olsa bile işverenin sorumluluğu yönüne gidilememektedir. Somut olayda işe giriş bildirgesi verilmemiş ise de diğer bildirgeler verilmiş ve yıllarca prim ödenmiş olduğuna göre bu konudaki işverenleri sorumlu tutup örnekte gösterilen işvereni sorumlu tutmamak ne hukuka, ne yasaya ne de 9 ve 10. maddelerin amacına uygun düşer. Zira hakim evrensel bir hukuk kuralı olan hakkaniyet ilkesini gözeterek karar vermek zorundadır.
Yasal açıdan bağlayıcılığı bulunmayan ve dosyaya ibraz edilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında benimsenen görüşe itibar edilememiştir.
Bu davada uygulama yeri bulunmamakla beraber, işe giriş bildirgesi dışında kalan bildirgeler verilmiş primlerde ödenmiş olmasına karşın Kurumca, primi ödenen ve bir kısım belgeleri verilen sigortalının kim olduğunun belirlenememesi durumunda işverenin sorumluluğu yönüne gidilip gidilemeyeceği meselesinin irdelenmesine gerek duyulmuştur. Kuşkusuz 9 ve 10. maddelerin
getirilmesindeki diğer bir amaç, hangi işverenin hangi Sigortalıyı çalıştırdığının kurumca belirlenmesi olgusudur. Örneğin aylık prim bildirgelerinde çalışan sigortalıların kimlikleri, yazılı değildir. İşveren, yöntemince kuruma bildirmediği sigortalının primlerin aylık prim bildirgesiyle birlikte ödemiş olsa bile Kurum primi ödenen sigortalının kim olduğunu bilemeyeceğinden bu durumda işverenin 10. maddeye göre sorumlu tutulması gerekebilir. Keza dört aylık prim bordrolarında sigortalıların adları yazılı olsa bile, Kurumca bu sigortalıları tek tek ayıklanıp ayrı dosya oluşturarak sicil numarası verilmesinde de güçlük çekilebilir, böylece Kurumun denetim görevini yerine getirebileceği ölçüde bildirimin yapılmadığı hallerde işverenin sorumluluğu yönüne gidilebileceği düşünülebilir. Ancak gene yukarıda değinildiği gibi, sigortalıya şahsi sicil numarasının verilmiş olduğu işe giriş bildirgesi dışında kalan belgelerde yazılı ise o sigortalının işe giriş bildirgesinin verilmiş olduğu kabul edilmeli, Kurum aksini iddia ediyorsa kendisine ispat imkanı verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle kararı temyiz eden davalılar metin ve Halil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı düşüncelerle kabulü yolunda hüküm kurulmuş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar Metin ve Halil'in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Üye M. Zafer Erdoğan ve Coşkun Öztürk'ün muhalefetine karşın, Başkan Resul Aslanköylü, Üye Coşkun Erbaş ve Süleyman Caner'in oylarıyla ve oyçokluğuyla, 4.5.2001 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Davacı Kurum, davalı işverenler tarafından işe giriş bildirgesi verilmeksizin ancak primler ödenmek suretiyle çalıştırılan sigortalının geçirdiği iş kazası nedeniyle 10. maddeye göre yaptığı ödeme ve masraflardan oluşan Kurum zararının yine aynı madde çerçevesinde işverenlerden rücuan tahsilini talep etmiştir.
506 sayılı Yasanın değişiklikten önceki 9. maddesinde"... işveren çalıştırdığı sigortalıları, örneği Kurumca hazırlanacak bildirgelerle en geç bir ay içinde Kuruma bildirmeye mecburdur..." denilmekte ve bu maddedeki mükellefiyete uyulmaması halinde işverenin sorumluluğu 10. maddede düzenlenmiştir.
4447 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 506 sayılı Yasanın 9. maddesi değiştirilerek işverenlerin çalıştırdığı sigortalıları işe başlamadan önce Kuruma bildirme yükümlülüğü getirmiştir. Bundan da anlaşılabileceği gibi yasa koyucu işe giriş bildirgesine ayrı bir önem vermektedir. Sosyal Sigortalar Kanununun 9. maddesinde anılan bildirgenin herhangi bir surette değil "örneği Kurumca hazırlanacak bildirgeler" le yapılması öngörülmüştür. Bu bildirge Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğünün madde 10/11'de "işe giriş bildirgesi" olarak adlandırılmıştır.
9. maddenin konuluş amacı her sigortalı için bir özel dosya hazırlamaktır, işveren çalıştırdığı sigortalıyı Kuruma bildirmesi üzerine, Kurum o sigortalıyı tescil ile o sigortalıya sicil numarası verir. Kanun koyucu çalıştırılan sigortalının mutlaka "işe giriş bildirgesiyle" bildirilmesi gerektiğini bir başka biçimde bildirmenin örneğin sigorta prim bildirgesi, dört aylık sigorta prim bordrosu ile bildirmenin bildirim zorunluluğunu yerine getirme anlamına gelmediğini 9. maddede göstermektedir. Yine kanun koyucu bu madde hükmü ile işe giren sigortalının belli süre içinde mutlaka Kuruma bildirilmelerini sağlamak istemiştir. Bunun içinde sigortalının bildirilmesini belirli bir şekil ve usule bağlı tutmuş, şekle uymayan bildirgeyi sigortalının işe girdiğini bildiren bir işlem olarak kabul etmemiştir.
Somut olayda sigortalının 1.4.1979 tarihinden beri davalılara ait işyerinde çalıştığı 20.4.1994 tarihinde iş kazası geçirdiği, davalılara ait işyerinde sigortalının 10.3.1995 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği görülmektedir. Ancak iş kazasının meydana geldiği tarihide kapsar biçimde 1979 tarihinden 1999 tarihine kadar primlerin ödendiği prim tahakkuk cetvelinden anlaşılmıştır. Ancak işe giriş bildirgesi kazadan önce verilmemiştir. Kurum sigortalı hakkında -sigorta sicil numarası vermişse de, daha önce sigortalı başka bir işyerinden sicil numarası almış olup tekrar davalılara ait işyerine girdiğinde süresinde işe giriş bildirgesi verilmediğinden, bu sicil numarasının bir delil niteliği taşımayacağı ortadadır.
O halde işveren çalıştırdığı sigortalıyı bir ay içinde örneği Kurumca hazırlanacak bildirge ile Kuruma bildirmediği veya bildiriyi başka bir şekilde yaptığı takdirde hakkında 10. maddenin uygulanması gerekir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bu güne kadar sürdürdüğü içtihatlarında bu anlayış hakim olmuştur. Bu görüş Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenmiştir.
Ayrıca Kanun 140. maddesinin B bendi ile de bu konuda cezai müeyyide getirmiş ve bu suretle sigortalıyı bildirme işlemlerinin belirli bir biçimde yerine getirilmesi amaçlanmıştır.
Sonuç olarak primler ödenmiş olsa bile işe giriş bildirgesi verilmediğinden işveren 506 sayılı Kanunun 9. ve 10. maddeleri gereğince sorumludur. Açıklandığı üzere yerel mahkeme kararını bozan çoğunluk kararına karşıyım, mahkeme kararının onanması görüşündeyim.
M.Z. ERDOĞAN Coşkun ÖZTÜRK
Üye Üye