 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2000/8592
K: 2001/3491
T: 4.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KURUM ZARARININ RÜCUAN ÖDETİLMESİ
Karar Özeti: Sigortalının ölümünden önce sürekli işgöremezliği nedeniyle kurumca açılan rücu davasında hükmedilen miktar, sigortalının ölümünden sonra hak sahiplerine bağlanan gelirin tahsili için açılan davada hesaplanan "tavan" dan düşülemez.
(506 s. SSK. m. 26)
Davacı, meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davada, çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, meslek hastalığına tutulan sigortalının sağlığında sürekli işgöremez durumuna düşmesi nedeniyle kurumca kendisine bağlanan gelirin peşin değerinin davalı işverenden rücuan istenmesi üzerine mahkemece hükmedilen miktarın, sigortalının ölümünden sonra hak sahiplerine bağlanan gelirin tahsili için aynı işveren aleyhine açılan davada hesaplanan "tavan" dan düşülüp düşülmeyeceği meselesidir. Sigortalının ölümü üzerine hak sahiplerine bağlanan gelirlerin peşin değerinin tahsili için açılan iş bu davaya gelince, sigortalı ölmekle hak sahipleri onun desteğinden yoksun kalmışlardır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesinin birinci fıkrasında, "hesaplanacak sermaye değerleri toplamı sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere kurumca işverene ödettirilir" hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü gibi, işverenin hak sahiplerine bağlanan gelirler yönünden de tavanla sınırlı biçimde sorumlu olacağı yasanın buyurucu nitelikteki hükmü gereğidir. Bu durumda, sigortalının ölümü üzerine hak sahiplerine bağlanan gelirler yönünden ortaya çıkan olgu, sigortalının ölümünden önceki sürekli işgöremezlik halinden ayrı bir olgudur. Böyle olunca da sigortalının ölümünden önce sürekli işgöremezliği nedeniyle kurumca açılan rücu davasında hükmedilen miktar işbu davada hesap edilen tavandan düşülemez. Zira somut olayda, Kurumca sigortalıya bağlanan sürekli işgöremezlik geliri fiili ödemeye dönüşmüş olup Kurum, sigortalının ölüm tarihine kadar ödenen miktarı tahsil etmiş olup, ölüm tarihinden sonraki döneme ilişkin tazminatı tahsil etmemiş olmaktadır. Kuşkusuz sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu meydana geldiği tartışmasız bulunduğundan meslek hastalığı ile ölüm arasında var olması gereken illiyet bağının gerçekleşmiş olduğu açık seçik ortadadır.
Gerek karar yerinde gösterilen gerekse açıklanan bu nedenlerle tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün (ONANMASINA), temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 4.5.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.