Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2000/7229
K: 2000/7644
T: 28.11.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • KURUM ZARARININ RÜCUAN ÖDETİLMESİ
  • TAZMİNAT HESABI
Karar Özeti: Münavebeli çalışanların tazminat hesabı (tavan hesabı) yapılırken, sigortalının dinlenmeye gönderildiği süre içinde kaç gün ve ne miktar ücretle çalışabileceği, veya kendi işini yapacaksa ne miktar kazanç elde edebileceği saptanmalı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat miktarı (tavan) belirlenmelidir.
Sigortalının dinlenme döneminde çalışıp kazanç elde ettiğini kurumun kanıtlaması gerekir.
Sürekli statüde çalışan sigortalılar yönünden ise:  sigortalının 50 yaşına kadar yılda 360 gün üzerinden gerçek kazancına göre. 50-60 yaş arasında yılda 180 gün asgari ücretle çalışacağı varsayılarak aktif dönem hesabı yapılmalıdır.
(506 s. SSK. m. 26)
(818 s. BK. m. 45, 46)
Davacı, işkazası sonucu malûl kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, maden ocağında çalışmakta iken, meslek hastalığına yakalanmak suretiyle sürekli iş göremez duruma düşen sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine Kurumca gelir bağlanıp, bağlanan gelirin peşin değerinin rücuan kusurlu işverenden tahsiline karar verilmesi için açılan davada tazminat hesabının (tavan hesabının) hangi ilkeler çevresinde yapılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi davanın yasal dayanağı Sosyal Sigortalar Kanununun 26. maddesidir. Anılan maddenin birinci fıkrasına göre, hükmedilecek rücu alacağı, sigortalının veya hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği miktarla sınırlı olup bu miktarı geçemez. Yapılan bu işleme, uygulamada "tavan kontrolü" denmektedir.
Tavan hesabı yapılırken dikkate alınması gereken birinci sorun, sigortalı veya hak sahipleri, işveren aleyhine tazminat davası açmış olsaydı ne miktar tazminata hak kazanacakları meselesidir. Kuşkusuz tazminat miktarının hesabı için dosya bilirkişiye gönderilmeden önce, iddia ve savunma çevresinde tarafların gösterecekleri tüm deliller toplanıp incelenerek, maddi olgu kesin bir biçimde belirlenecek, hakimin resen yapması gereken bir araştırma varsa bu araştırma da gerçekleştirilerek, dosya hesap incelemesine hazır duruma getirildikten sonra bilirkişiye tevdi edilecektir. Tazminat hesabı, geleneksel tazminat hukukuna ait ilkeler çevresinde yapılacaktır. Örneğin ölüm olayında, hak sahiplerinin destekten yoksun kaldıkları miktar, sigortalı cismani zarara uğramış ise meslekte kazanma güç kaybının karşılığı olan miktar hesap edilecektir. Ölüm halinde Borçlar Kanununun 45. cismani zarar halinde ise 46. maddesi üzerinde önemle durulması gerektiği gözardı edilmemeli, işverenin sorumluluğunun Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 26. maddesi hükümlerine göre, kusur sorumluluğuna dayandığı gerçeği de gözönünde bulundurulmalıdır.
Maden ocaklarında çalışan sigortalıların bir kısmının münavebeli, bir kısmının ise sürekli çalıştıkları bilinmektedir. Davada, gelir bağlanan sigortalının özellikle gelirin bağlandığı tarihte münavebeli statüde çalıştığı tartışmasız bulunduğuna göre tavan hesabının münavebeli çalışma esası çevresinde yapılması doğru olmakla beraber hesaplama yöntemi hatalıdır. Aktif çalışma döneminin hesabı bakımından münavebeli çalışanlarla sürekli çalışanların tazminat hesapları birbirinden farklıdır. Gerçek belli iken varsayıma gidilemeyeceğinden sürekli çalışanların tazminat hesabı 360 gün üzerinden yapılacak, ileride münavebeli çalışacağına dair açık bir saptama yoksa örneğin muayyen bir süre geçtikten sonra münavebeli çalışacağı varsayılarak tam yıl üzerinden hesap yapılması gerektiği ilkesinden sapılmayacaktır.
Münavebeli çalışanlara ait hesap yöntemine gelince, öncelikle münavebeli çalışma süreleri hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde incelenip belirlenecek: Genelde sigortalılar, 180 gün fiilen çalışmakta, yılın geri kalan 180 günü de memleketlerinde geçirmekte iseler de örneğin TTK. işçilerinin bağlı bulundukları sendika ile işveren arasında yapılan son toplu iş sözleşmesinde işçilerin 8 ay çalışacakları 4 ay dinlenecekleri kabul edilmiştir. Burada 180 gün formülü uygulanamaz. Zira gerçek bellidir. Burada önemli olan yön, hesap raporunun düzenlendiği tarihteki çalışma statüsünün ne olduğudur. Mahkemece bu statünün ne olduğu hesap raporundan önce açıkça saptanmalıdır. Bu süre 8 ayın altına düşebileceği gibi üstüne de çıkabilir. İşte münavebeli çalışanların tazminat hesabı yapılırken asıl sorun burada yaşanmaktadır. Sigortalı boşta geçen dinlenme süresi içinde çalışıp kazanç elde edebilmekte midir? Maden ocaklarında çalışanların sosyal, ekonomik ve kültürel yapıları, birbirine benzediği gibi, benzemeyebilir de. Bu özelliklerine göre sigortalının, dinlenme süresinde hiç çalışmayıp dinlenmesi mümkün olabildiği gibi, bu sürenin tamamında veya bir kesiminde çalışması da olasıdır. Şu hale göre maden ocağında münavebeli çalışan sigortalıların tazminat hesabı yapılırken bireyleştirmeye gidilmelidir. Başka bir anlatımla dosyadaki delillere göre, sigortalının dinlenmeye gönderildiği süre içinde kaç gün ve ne miktar ücretle çalışabileceği veya kendi işini yapacaksa ne miktar kazanç elde edebileceği saptanmalı, sigortalının veya hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat miktarı (tavan) belirlenmeli ve bu miktarla sınırlı biçimde karar verilmelidir. Kuşkusuz maddi olgu bakımından birbirine benzeyen sigortalılar yönünden aynı hesap yönteminin uygulanması mümkündür.
Burada isbat yükümünün kime ait olacağı önem taşır. Münavebeli çalışmadan ana kural, sigortalının maden ocağı gibi hayat yıpratıcı bir işte çalışması nedeniyle boşta geçen dönemde dinlenmesidir. Bu durumda hayatın olağan akışına göre sigortalının dinlenme döneminde çalışıp kazanç elde ettiğini kurumun kanıtlaması gerekir. Kuşkusuz işveren de çatışma yapılamayacağına ilişkin karşı kanıt gösterme hakkının bulunduğu söz götürmez. Mahkemenin, tarafların gösterecekleri delilleri toplayıp incelemesi, meslek kuruluşlarından bilgi sormak, bilirkişi incelemesi yapmak gibi gerekli arattırma ve incelemeyi de yapması gerekir. Sürekli statüde çalışan sigortalılar yönünde ise, sigortalının 50 yaşına kadar yılda 360 gün üzerinden gerçek kazancına göre, 50-60 yaş arasında yılda 180 gün asgari ücretle çalışacağı varsayılarak aktif dönem hesabı yapılması gerektiğine dair Dairemizin görüşü geçerliliğini sürdürmektedir.
Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın açıklanan ilkelere uymayan hesap raporuna dayanılarak karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini