 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E : 1999/44
K : 1999/490
T : 4.2.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Süleyman Caner tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Türkiye Şeker Fabrikası A.Ş.Ankara Şeker Fabrikasınca çalışan davacı, 506 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bu Kanuna ek ve geçici maddeler eklenmesine dair 3395 sayılı Kanunun 13.maddesi kapsamına girdiğini belirtilerek, iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiş, mahkemece istek doğrultusunca hüküm kurulmuştur.
Sigortalılık süresini arttırıcı itibari hizmet süresine fiziksel, ruhsal ve fizyolojik bakımlardan insan sağlığını ve çalışma gücünü olumsuz yönde etkileyerek yaşam süresini kısaltan ağır ve yıpratıcı koşullar altında çeşitli tehlikelere açık olarak çalışanlar için getirilmiş sosyal amaçlı bir uygulama olup, konu ile ilgili 2098 ve 3395 sayılı Kanunlardaki amaç bu işlerde çalışanlara, nisbeten daha rahat işlerde çalışanlara nazaran özel bir himaye sağlamaya yöneliktir.
506 sayılı Kanunun Ek 5.maddesine 3395 sayılı Kanunla eklenen IV.bent hükmüne göre, anılan itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, yasada öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan birinci koşul sigortalının Ş... Sanayiinde çalışmış olmasıdır. 2. koşul ise; yine aynı maddenin alt bendinde yazılı fizyolojik dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır.
Davacının hangi zararlı etkenlerden ne şekilde etkilendiği için yasadan yararlandırılma gerektiği yeterince araştırılıp, işin niteliği ve özelliğine göre bireyselleştirme işlemi yapılarak dayanakları gösterilmemden, genel nitelikteki soyut ve yetersiz bilirşikiler kurulu raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Mahkemece yapılacak iş.; Üniversite öğretim üyesi ve her üçü de en az doçent seviyesindeki göğüs hastalıkları uzmanı tıp doktoru; ile konusunda uzman Kimya ve ziraat mühendislerinden oluşacak üç kişilik bilirkişiler kurulu marifetiyle mahallen keşif yapılarak yapılan üretimin niteliği ve üretim aşamalarına göre öncelikle davanır, yasal dayanağını teşkil eden ve 506 Sayılı Kanuna 3395 sayılı Kanunla
eklenen IV. bendindeki hizmetin geçtiği yerle ilgili Şeker Sanayiinde; fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo ve binalarda; 1-Çelik, demir ve tunç döküm, 2-Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit. boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde, 3-Patlayıcı maddeler yapılmasında, 4-Kaynak işlerinde, çalışanların itibari hizmet süresinden yararlandırılmalarının mümkün olduğu gözetilerek, alt bentlerdeki koşulların oluşup oluşmadığının tesbiti için, işyerinin hangi ünitelerden oluştuğu, bu ünitelerde hangi üretim işlerinin yapıldığı, üretim ve üretimle doğrudan ilgisi bulunmayan idari, teknik ve yardımcı birimlerin birbirlerine bağlantı ve uzaklıkları ile bir bölümdeki fiziksel dış etkenlerden diğer
bölümlerdeki çalışanların etkilenme dereceleri belirlenerek ve özellikle çalışma ortamında zehirli. boğucu, yakıcı öldürücü ve patlayıcı gazların bulunup bulunmadığı bilimsel ve teknik yöntemlerle ölçümlenerek davacı işçinin işyerinde yapmakta olduğu işin niteliğine göre hangi zararlı etkenlerden doğrudan doğruya ne şekilde etkilendiği hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığı
kavuşturulduktan sonra, yasada öngörülen her iki koşulun birlikle gerçekleştiği kanaatine varılırsa; davacının işe giriş tarihi kesin olarak saptanıp, şayet işe giriş tarihi yasanın yürürlük tarihinden
önce ise 01.10.1987 tarihinden, daha sonraki bir tarihte işe girmişe, Hukuk Usulü, Muhakemeleri Kanunun 74. maddesindeki taleple bağlılık ilkeside dikkate alınarak, işe giriş tarihinden itibaren ve 3600 günlük fiili çalışmanın gerçekleşmesi koşuluyla davanın kabulüne, aksi takdirde reddine karar vermekten ibarettir.
Sigortalının günlük yo da aylık çalışmalarının sadece bir bölümünün itibari hizmet süresinden yararlandırılmasını gerektirecek şekilde gerçekleştiğinin anlaşılmadı halinde ise; işyerindeki fiziksel dış etkenlerden, sadece bu ünitelerdeki çalışma süresiyle sınırlı olarak etkilendiği gözetilerek, çalışma süresinin tamamı üzerinden değil, işe giriş ve yasanın yürürlük tarihi ile davanın açıldığı 20.07.1998 tarihine kadar geçen süre içindeki izinli ve istirahatli günler dışında kalan fiilen çalışılan gün sayısı ve itibari hizmet
süresinden yararlanmayı gerektiren günlük çalışma süreleri tesbit edilerek, Part-Time esasına göre aylık yararlanma süresi hesaplandıktan sonra,fiilen çalışılan günlere eklenecek itibari hizmet gün sayısının (Çalışılan -Gün Sayısı x 0.25) formülüyle belirlenerek bu miktar üzerinden itibarî hizmet süresinden yararlandırılmasına karar vermek gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 4.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.