 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/2503
Karar no: 1999/2460
Tarih: 13.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MENFİ TESBİT DAVASI
ÖDEME EMRİNİN İPTALİ
GECİKME ZAMMI
ÖZET : İdari aşamadan geçerek kesinleşmemiş olan ve ödeme emrinde öngörülen tarihten sonraki döneme ilişkin gecikme zammı ile faiz yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Gecikme zammı, primin süresinde ödenmemesinin yaptırımı olduğundan, gecikme zammına faiz yürütülemez.İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, itirazının reddolunduğu miktar üzerinden davalı kurum lehine red tazminatına hükmedilmelidir.
(5065.55K. m. 79)
(8183 s. AAK. m. 58)
Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emrinin iptalinin ve ödemek zorunda kaldıkları paranın istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava sonucu itibariyle 6183 sayılı takibe konu 29.7.1998 tarih ve 1998/739 nolu ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle 506 sayılı Kanunun 3395 sayılı Kanunla değişik 79. maddesi hükmüne nazaran; fiilen veya kayden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen 1 ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ olunur; işveren tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir ve itirazın reddi halinde işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Somut olayda anılan maddede öngörülen yasal prosedür çevresinde itiraz edilmemesi karşısında; Sosyal Sigortalar kurumunca re'sen tahakkuk ettirilen prim borcu ile 21.12.1997 tarih ve 527080 sayılı Kurum yazısında belirtildiği üzere 30.5.1997 tarihine kadarki dönem için tahakkuk ettirilen gecikme zammı, idari aşamada kesinleşmiştir. Bu çevrede; mahkemenin prim borcu ile 30.5.1997 tarihine kadarki gecikme zammı yönünden ödeme emrinin iptaline ilişkin istemi reddetmesi yerindedir. Ne var ki, davaya konu 19981739 sayılı ödeme emrinde öngörülen 30.5.1997 tarihinden sonraki döneme ilişkin gecikme zammı ile faiz bakımından 506 sayılı kanun madde 79 kapsamında idari aşamada kesinleşmeden söz edilemeyeceğinden bu yönde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Giderek gecikme zammı, primin ödeme süresi içinde ödenmeyen kısmına bu sürenin bitim tarihinden itibaren belirli oranda bir paranın eklenmesidir ve primin süresinde ödenmemesinin yaptırımı başka bir ifade ile primin yasal eklentisi olan gecikme zammına faiz yürütülmemesi gereği de göz önünde tutulmalıdır. Öte yandan 6183 sayılı kanunun 58. maddesi hükmüne göre; itirazda tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktarda amme alacağı %10 zamla tahsil olunacağından; dava konusu olayda da; işverenin itirazının reddolunduğu miktarda alacaklı davalı Kurum lehine red tazminatına hükmedilmelidir.
Belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan yazılı biçimde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
0 halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.4.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.