Davacı, gelirlerinin geç bağlanmasından dolayı zarara uğradıklarından bahisle, geç ödenen aylıklarına yasal faiz uygulanmasına ve fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000.000. TL.nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

 

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

 

Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

 

Dava, sonuç itibariyle, davacılar murisinin 12.10.1993 tarihindeki ölümünün iş kazası sonucu olmasına rağmen hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalıkları sigortasından gelirin geç bağlanıp, sonradan 21.1.1998 tarihinde toplu olarak ödendiğinden bahisle geç ödenen her ay için yasal faiz uygulanarak ödenmesi istemine ilişkindir.

 

Davacıların murisi sigortalının 12.10.1993 tarihinde öldüğü,hak sahibi davacılar tarafından Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurularak iş kazası sigortasından gelir bağlanmasının istendiği, Sosyal Sigortalar Kurumunca, sigortalının ölümüne neden olan olayın iş kazası olmadığı gerekçesiyle gelir tahsisi talebinin reddedildiği, hak sahipleri tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine 27.8.1 996 tarihinde açılan dava sonucu sigortalının ölümüne neden olan olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verildiği, kararın Dairemizce 6.5.1997 tarihinde onanarak kesinleştiği, bunun üzerine davalı Kurumca hak sahiplerine 12.10.1993 tarihinden geçerli olmak üzere iş kazası ve meslek hastalıkları sigortasından aylık bağlandığı,12.10.1993 ile 21.1.1998 tarihleri arasındaki birikmiş aylıkların 21.1.1998 tarihinde hak sahiplerine ödendiği dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

 

Öncelikle davacı hak sahiplerinin birikmiş gelirlerin kendilerine tediyesinde faiz talep hakkını mahfuz tuttukları na dair bir belge dosya içeriğinde mevcut değilse de; Borçlar Kanunu madde 113 çevresinde işleyen faizleri talep hakkının varlığı hal icabında anlaşılmakta olup, ayrıca tediye sırasında ihtirazı kayıt dermeyan edilmesine gerek bulunmaktadır.

 

Öte yandan, sigortalının 12.10.1993 tarihindeki ölümünün iş kazası sonucu olup olmadığı başlangıçta taraflar arasında niza konusu olup, işbu uyuşmazlık ancak hak sahipleri tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine açılan davada halledilmiş giderek, sigortalının ölümünün iş kazısı sonucu olduğu ancak yerel mahkemenin buna yönelik tesbit kararının Dairemizce 6.5.1997 tarihinde onanması ile kesin biçimde belirlenmiştir. Bu çevrede, davalı Kurumun, 6.5.1997 tarihinden önceki dönemde davacı hak sahiplerine iş kazası sigortasından gelir bağlamaması haklı nedenlere dayanmaktadır. Giderek faize başlangıç tarihi olarak, sigortalının ölümünün iş kazası sonucu olup olmadığına ilişkin ihtilafın kesin olarak çözümlendiği 6.5.1997 tarihi alınmalıdır.

 

Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan yazılı biçimde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

 

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

 

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 29.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972