 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5992
Karar No : 1998 /8337
Tarih : 24.11.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı ve karşı davalı, 3201 sayılı Yasaya göre yapılan borçlanma işleminin geçerli olduğunun tesbitiyle, yaşlılık aylığının kesilmesine dair Kurum işleminin iptaline , aylığın kesildiği tarihten itibaren ödenmesine devam olunmasına, davalı ve karşı davacı Kurum ise, 36 . 423 . 246 .-TL.nin yasal faiziyle birlikte tahsili davasının bozmaya uyarak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davacı ve karşı davalının davasının reddine, davalı ve karşı davacının davasının kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı ve, karşı davalı Avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.11.1998 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı ve karşı, davalı adına Avukat Ayfer D... ile davalı ve karşı davacı adına Avukat Pakize Ö... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi Neslihan Sever tarafından,düzenlenen raporla dosyadaki Kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi hükmüne göre Yargıtay bozma kararından sonra mahkemece davacı ve davalı taraf celp ve içtima kararı hakkında diyecekleri sorulmalıdır, Öte yandan Tebligat Tüzüğünün 55. maddesi hükmüne nazaran; 7201 sayılı kanunun 35.maddesine göre, yapılacak tebligatlarda, tebliğ evrakının kapıda 2 gün divanhanede 1 ay müddetle asılı kalması gerekir.
Dava konusu olayda; Yargıtay bozma kararından sonraki ; 3.6.1998 tarihli ara kararı ile davacı karşın davalı Gülşen M... 'a tebligatın 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine karar verildikten sonra tebliğ evrakı 4.6.1998 tarihi itibariyle divanhaneye asılmış ancak l aylık sürenin dolmasında önce 1.7.1998 günü duruşma yapılarak hüküm kurulmuş olup, sonuçta adı geçen davacı-karşı davalıya yapılan tebligat geçerli değildir. Bozma kararından sonra davacı-karşı davalı yöntemince celp ve istima edilip,bozma kararı hakkında diyecekleri sorulmadan ve bu suretle savunma hakkı ortadan kaldırılarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı-karşı davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre, sair hususların incelenmesi şimdilik yer olmadığına,davacı ve karşı davalı Avukatı yararına takdir edilen 20.000.000.- lira duruşma avukatlık parasının davalı ve karşı davacıya yükletilmesine ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.