 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1998/4233
K. 1998/4158
T. 8.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR ÖZETİ: Kurum tarafından daha önce ağdan rücu davasında ve sigortalının işveren aleyhine açtığı manevi tazminat davasında işveren ve sigortalının kusurları tesbit edilmiş, verilen kararlar kesinleşmiştir. Bu durumda kurumun açtığı rücu davasında hak sahibi eşin maddi zararının tavanı belirlenmeli, bu tavanı aşmayacak şekilde kusur durumu da nazara alınarak rücu tazminatına hükmedilmelidir.
(506 s. SSK. m. 26)
Davacı, iş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı Sosyal Sigortalar Kurumu, davalıya ait işyerinde hizmet akti ile çalışmakta iken iş kazası sonucu malül kalan sigortalı Ali'nin 4.12.1994 tarihinde ölümü ve ölümünde işkazası sonucu olduğu ve sigortalının hak sahiplerine (eşine) 700.162.835.- TL gelir bağlandığını ve davalının kusurlu olduğunu belirterek 506 sayılı Kanunun. 26. maddesine göre rücu davası açmıştır.
Dosya içeriğine göre, Çorum İş Mahkemesinde, 1989 / 112 esasında kayıtla dava dosyasında davacı Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan giderler için açtığı rücu davasının kesinleştiği davalının %35 kusurlu, sigortalının %65 kusurlu olduğunun belirlendiği ve rücu tazminatına hükmedildiği, keza Çorum İş Mahkemesinin 1990/1 38 Esas Sayılı dosyasında sigortalının işveren aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kesinleştiği, işverenin %35 kusurlu bulunduğu, sigortalının maluliyetinin, %100 olduğu (30.6.1998 tarihli 8/93085 sayılı). sürekli iş göremezlik geliri bağlama kararından anlaşılmaktadır. Diğer taraftan davaya yasal dayanak olarak gösterilen 506 sayılı Yasanın 23. maddesinin başlığı eş ve çocuklara gelir bağlanması olup bu maddenin VIII. fıkrasında aynen "iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 veya daha fazlasını kaybederek sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölenlerin de ölümünün maluliyete esas olan iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın hak sahiplerine gelir bağlanır." denildiğinden ve dava konusu olayda da sigortalının %100 malül olması sebebi ile ölümün iş kazası sonucu olduğunun kabulü gerekir. Yasanın bu açık hükmü karşısında 1985 yılında vuku bulan iş kazasından 1994 yılında sigortalının ölmesinin iş kazası nedenine bağlamaya engel yoktur. Davada aksine bir delil durumu tartışma konusu yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, hak sahibi eşin, maddi zararının (destek kaybının) tavanını belirlemek ve bu tavanı aşmıyacak şekilde, kusur durumu da nazara alınarak rücu tazminatına hükmetmekten ibarettir. Bu itibarla; yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 8.6.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.