 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9721
Karar No : 1998/124
Tarih : 20.1.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MESLEKTE HASTALIĞIN TESBİTİ
KARAR ÖZETİ: Sağlık Kurulu raporuyla saptanan arazların meslek hastalığı sayılıp sayılmayacağı 506 sayılı yasanın 11. maddesinde öngörülen tanım ve unsurlara göre belirlenmesi gerekir. Yapı ve Kredi Bankası AŞ. mensuplarının İş Kararları ve meslek hastalıkları hakkında bu kuruluşla ilgili vakıf senedinin10. maddesi uyarınca 506 sayılı yasanın 18. maddesinin kiyasen uygulanması gerekir.
(506 s. SSK. m. 11)
Davacı, meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespitiyle, rahatsızlığının meslekten kaynaklandığının ve iş kazası olduğunun belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davada sonuç olarak, davacıda saptanan hastalığın, meslek hastalığı olduğunun tespiti istenmiştir.
Öncelikle hakim, dava dilekçesindeki maddi olgularla bağlı olup, hukuki tavsifle bağlı değildir. Somut olayda da; dava dilekçesinde öngörülen ve hakimin nitelendirmekle yükümlü olduğu maddi olgular gözönünde tutulduğunda ve yine davada iş kazası değil hastalık olgusunun varlığının anlaşılması karşısında; dava dilekçesindeki istemin, davacıda saptanan hastalığın meslek hastalığı olduğunun tespitini amaçladığı şüphesizdir. Davacı vekilinin 29.5.1996 tarihli oturumdaki beyanı da bu anlamda değerlendirilmelidir. Giderek davada, iş kazası değil hastalık olayının varlığının anlaşılması itibariyle, uyuşmazlık, hastalık olayı çevresinde çözümlenmelidir.
Davacının 20.4.1986 ile 28.7.1994 tarihleri arasında Yapı ve Kredi Bankası AŞ.nin muhtelif şubelerinde çalıştığı, sosyal güvenlik bakımından 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesi kapsamındaki sandıklardan olan davalı Yapı ve Kredi Bankası AŞ. Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Mensubu bulunduğu, 7.4.1986 tarihli işe girişte alınmış sağlık raporunda, sıhhi durumunun normal olduğunun belirtildiği, ancak gözle ilgili bir saptama yapılmadığı, önce 3.4.1993 tarihli raporda, sonra 8.5.1996 tarihli Ankara Numune Hastanesince verilmiş sağlık kurulu raporunda davacının her iki gözünde kısmi görme kaybına neden arazlar saptandığı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Yapı ve Kredi Bankası AŞ. Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı Senedininin 6. maddesi hükmüne nazaran "iş kazaları ve meslek hastalıkları, 506 sayılı kanunun 11. maddesinde tarifi yapılan kaza ve hastalıklardır." Vakıf senedinin 10. maddesinde meslek hastalığının tespiti hususunda506 sayılı Kanunun 18. maddesinin kıyasen tatbik olunacağı öngörülmüştür. Keza 80. maddesinde, 506 sayılı Kanunun 135. maddesinde çıkarılacağı yazılı tüzüklerin, bu vakıf hükümleriyle telif edilmek suretiyle tatbik edileceği belirtilmiştir.
Vakıf senedinin anılan maddelerinde Sosyal Sigortalar Kanununa yapılan atıf çevresinde davacıda 8.5.1996 tarihli sağlık kurulu raporuyla saptanan arazların meslek hastalığı sayılıp sayılmayacağı, 506 sayılı Kanun madde 11 'de öngörülen tanım ve unsurlara göre belirlenmelidir.
506 sayılı Kanunun 11/8 maddesinde meslek hastalığı yönünden yapılan tanım ve unsurlara göre; meslek hastalığından söz edilebilmesi için öncelikle sigortalıda saptanmış hastalık, sakatlık veya ruhi arızaların ya sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları sonucu meydana gelmesi gerekir. Bundan başka, sigortalıdır ki hastalık ile sözü edilen nedenler arasında uygun neden-sonuç bağı bulunmalıdır. Açıkçası hastalığın işyerindeki belirli zararlı etkenlerin sonucu doğmuş olması ön koşuldur. Giderek işbu uygun neden-sonuç bağlantısının var ya da yok oluşu, Sosyal Sigorta Sağlık işlemleri Tüzüğüne ekli listelere göre saptanacaktır ki Sosyal Sigorta Sağlık işlemleri Tüzüğünün 64. maddesine göre meslek hastalıklarını oluşturan zararlı ajanlar gruplandırılarak 5 listede toplanmıştır. Giderek her listenin sol kolonunda zararlı ajanın meydana getirdiği hastalıklar ve belirtiler, orta kolonda yükümlülük süresi, sağ kolonda ise meslek hastalığının görüldüğü başlıca iş ve meslekler yer almaktadır. Bu çevrede, listedeki hastalık ve belirtiler görülen sigortalı, şayet listenin sağ kolonunda belirtilen işlerde çalışmıyorsa, sigortalının çalıştığı iş ile hastalık arasında uygun neden sonuç bağlantısı bulunmadığı için hastalığın meslek hastalığı sayılması mümkün olmayacaktır.
Öte yandan 506 sayılı Kanunun 11/B maddesi hükmüne göre; listede yer almayan bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmayacağı konusunda çıkan uyuşmazlığın çözüm yeri ise Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruludur.
Somut olayda, davacıda saptanan hastalığın meslek hastalığı olup olmadığının listelere göre çözümünde; öncelikle davacının 20.4.1986 ile 28.7.1994 tarihleri arasında Yapı Kredi Bankası AŞ. işyerinde gördüğü iş ve oradaki çalışma koşulları ve hastalığın ilk olarak ortaya çıktığı tarih yöntemince saptanmalıdır. Davacının tutulduğu hastalığın tespitiyle ilgili olarak da, Vakıf Senedinin 75. maddesi hükmü gereğince tam teşekküllü bir devlet hastanesi olan Ankara Numune Hastahanesince verilmiş 8.5.1996 tarihli sağlık kurulu raporundaki veriler esas alınmalıdır. Ayrıca davacının çalıştığı işyeri işvereni Yapı ve Kredi Bankası AŞ. ninde yöntemince davaya dahil edilmesi için davacıya önel verilmelidir.
Öte yandan, dahili dava yoluyla Sosyal Sigortalar Kurumu'na husumet yöneltilmiş ise de; davacının, sosyal güvenlik bakımından Sosyal Sigortalar Kurumuna değil, davalı Sandığa tabi olması karşısında; Sosyal Sigortalar Kurumu hakkındaki dava husumetten reddedilerek davalı Kurum lehine avukatlık parasına hükmedilmelidir.
Mahkemece; belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.1.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.