Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9406
Karar No : 1997/11343
Tarih : 31.12.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Kurum zararı 943.434.875.-TL.'nın davalılardan tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle isteğin kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Avukatlarınca istenilmesi ve davalı Bağ-Kur Avukatınca da Duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 5.3.1996 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü adına Av.Ayfer Ö... ile karşı taraf adına Av.Deniz A... geldiler. Diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi Neslihan Sever tarafından dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dava sonucu itibariyle; Bağ-Kur sigortalısının 10.12.1993 tarihinde trafik kazasında yaralanması üzerine İzmir Devlet Hastahanesince acil yaşamsal gereksinimi nedeniyle davacı Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait İzmir Buca Hastadan esine şevki üzerine bu hastahanede 13.12.1993 ile 8.8.1994 tarihleri arasında yapılan tedavi giderlerinin, davalılardan Bağ-Kur sigortalısı Çetin E... için 14.6.1994 ile 8.8.1994 tarihleri arasındaki dönemle sınırlı olmak üzere davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Bağ-Kur sigortalısı davalı Çetin'in 10.12.1993 tarihinde trafik kazasında yaralanması üzerine ve İzmir Devlet, hastahanesinde boş respiratör bulunmaması sigortalının ise respiratöre acil yaşamsal gereksinimi nedeniyle davacı Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait İzmir Buca hastahanesine acil kaydıyla şevki ile sigortalının 13.12.1993 ile 8.8.1994 tarihleri arasında bu hastahanede tedavisinin yapıldığı, tedavi giderinin 20.000.000.-TL.'sinin davanın açılmasından önce, 250.000.000.- TL sının ise davadan sonra 12.12.1994 tarihinde Bağ-Kur tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödendiği dosya içeriğindeki delillerden anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı kanun'un ek 11. maddesinin 3. fıkrası hükmüne nazaran Bağ-Kur, sağlık hizmetini Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Mahalli İdareler Üniversiteler, Kamu İktisadi Teşebbüslerine ait sağlık tesislerinden hizmet satın almak suretiyle yürütür. Bu çevrede kural olarak, Bağ-Kur sigortalısının hizmet satın alınan sağlık tesislerinde tedavi görmesi ve giderek bu tesislerde yapılan tedavi giderlerinin Bağ-Kur tarafından karşılanması gerekir.
Dava konusu olayda; Bağ-Kur sigortalısı Çetin, 13.12.1993 ile 8.8.1994 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait sağlık tesisinde tedavi görmüştür. Davada uyuşmazlık konusu olan husus; Bağ-Kur sigortalısının tedavi gördüğü dönemde, Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait Buca Hastahanesinden, Bağ-Kur tarafından sağlık hizmeti satın alınıp alınmadığıdır. Bu yönde davacı Sosyal Sigortalar Kurumu ile Bağ-Kur arasında Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık tesislerinden hizmet satın alınmasına ilişkin olarak yapılan 28.8.1986 tarihli protokol, Bağ-Kur sağlık sigortası uygulamasının 1.1.1989 tarihinden itibaren tüm yurt sathına teşmil edilmesi üzerine yürürlükten kaldırılarak, taraflar arasında 11.1.1989 tarihi itibariyle yeni bir protokol yapılmıştır. 11.1.1989 yürürlük tarihli bu protokolün 2. maddesi hükmüne nazaran, "Sosyal Sigortalar Kurumu'na bağlı her yıl Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından hizmet verebilme durumuna göre isimleri belirlenerek Bağ-Kur'a bildirilecek sağlık kurum ve kuruluşlarından, adı geçen kanun'un ek madde 11 kapsamına giren Bağ-Kur'un bakmakla yükümlü bulunduğu geçerliliği Bağ-Kur tarafından onaylanmış sağlık karnesi verilen kimseler yararlanır. Bu yönde öncelikle, 1993 ve 1994 yılları için Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait sağlık kuruluşu bulunan İzmir Buca Hastahanesinin anılan protokolün 2.maddesi kapsamında hizmet verebilecek sağlık kurum ve kuruluşları dahilinde ismi belirlenerek Bağ-Kur'a bildirilip bildirilmediği yöntemince araştırılmalıdır. İş bu araştırma sonucu 1993 ve 1994 yıllarında, İzmir Buca Hastahanesinin protokolün 2. madde kapsamına giren Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık tesislerinden olduğunun saptanması halinde: aynı protokolün 5.maddesi hükmüne göre Bağ-Kur Bağ-Kur sağlık sigortası yardımlarından faydalananların muayene ve tedavi giderlerini "Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık kuruluşlarında ayakta veya yatırılarak yapılacak muayene ve tedavilerde n alınacak ücret tarifesi" üzerinden Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödeyecektir. Yine bu protokolün 8. maddesi hükmüne göre söz konusu muayene ve tedavi giderleri bakımından yasal faize; muayene ve tedaviyi yaparı sağlık kurum ve kuruluşlarının ödeme belgelerini Bağ-Kur'a ibrazını takip eden 30 günün hitamından itibaren hükmedilmelidir.
Giderek yapılacak araştırma sonucu, sigortalınıntedavi gördüğü Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait sağlık tesisinin, tedavi döneminde protokol kapsamında, sağlık hizmeti satın alınan
kuruluşlardan bulunmadığının saptanması halinde ise uyuşmazlık, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun sağlık sigortasına ilişkin hükümleriyle Bağ-Kur sağlık sigortası yardımları yönetmeliği hükümleri çerçevesinde çözümlenmelidir. Bu yönde Bağ-Kur sigortalısının aciliyet raporuyla Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık tesisinde tedavi altına alınmadı karşısında; anılan yönetmeliğin 7. maddesi hükmüne nazaran Bağ-Kur, bu sağlık tesisinde yapılan tedavi giderlerinden "Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı yataklı tedavi kurumlarında yapılacak muayene - tetkik - müdahele - ameliyat ve tedavilere ait fiyat tarifesi" üzerinden hesaplanacak miktara göre sorumludur. Yine bu halde kanuni faize; Borçlar Kanunu hükmüne göre Bağ-Kur'un temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren hükmedilmelidir.
Diğer taraftan her ne kadar 1479 sayılı Kanunu'un sağlık yardımlarının süresine ilişkin ek madde 14/a bendinin ikinci fıkrası hükmünde, hastalık hallerinde yataklı tedavi kurumlarında yapılacak yardımların tedaviye başlanıldığı tarihten itibaren altı ayı geçmeyeceği öngörülmüşse de; 1479 sayılı kanuna 3235 sayılı kanunun l.'nci maddesiyle eklenen Ek' madde 14/a bendinin ikinci fıkrası Anayasa'ya aykırı olduğundan, Anayasa Mahkemesi'nin 16.10.1996 Tarih ve 1996/17 Esas - 38 Karar sayılı ilamıyla iptal edilmiştir. Giderek Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği ilkesi ancak objektif statüden sübjektif .statüye geçmiş haklar başka ifade ile kazanılmış haklar için sözkonusudur. Dava konusu olayda; davalı Bağ-Kur bakımından hukuksal statüsü tamamlanmış bir haktan yani kazanılmış haktan söz edilemez ve bu çevrede davalı Bağ-Kur yönünden ek madde 14/a bendinin ikinci fıkrasında öngörülen yasal dayanak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla ortadan kalkmıştır ve Bağ-Kur, yukarıda öngörülen esaslar çevresinde tüm tedavi dönemine ilişkin tedavi giderlerinden sorumludur.
2-Davacı Kurum, yaptığı toplam 943.434.875.-TL. tedavi giderinin faiziyle birlikte tahsilini istemiş; Mahkeme, davanın açılmasından sonra, fakat ilk duruşma gününden önce 12.12.1994 tarihinde davalı Bağ-Kur'un kendiliğinden yaptığı 250.000.000.-TL.'lik ödemeyi düştükten sonra geri kalanın tahsiline karar vermiştir. Bu ödeme, davalı Bağ-Kur'un 250.000.000.-TL. yönünden faiz borcundan kurtulması sonucunu doğurmaz. Mahkemece, belirlenecek tarihten 12.12.1994' tarih ine kadar 250.000.000.-TL. 'nin faizine de hükmedilmesi gerekir. Ortada bir dava bulunduğundan, davacı Kurum'un sözü edilen parayı tahsil ederken faiz alacağını saklı tutup tutmadığına bakmak gereği de yoktur. Bundan başka, davacı Kurum, dava açılmazdan önce Bağ-Kur'un yaptığı 20.000.000.-TL.'lik ödenmenin 13.12.1993 tarihinde başlayarak işlenmiş olan 5.750.000.-TL. faizini de ayrıca istenmiş olduğu halde, bu konuda bir karar verilmemesi de usul ve kanuna aykırıdır.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde temyiz eden davacı Sosyal Sigortalar Kurumu ile davalı Bağ-Kur 'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazla ile kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı Avukatı yararına takdir edilen 6.000.000.-Lira duruşma avukatlık parasının davalı Bağ- Kur'a, Davalı Bağ-Kur Avukatı yararına takdir edilen 6.000.000.-Lira duruşma avukatlık parasının da davacıya yükletilmesine, 31.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini