Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8426
Karar No : 1997/8279
Tarih : 24.11.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Davacı aylık tahsis işlemini iptal eden kurum işleminin iptaline borçlanma işleminin geçerli olduğunun ve aylığın kesildiği tarihten itibaren ödenmesine devam edilmesi gerektiğinin tesbitine ödenmiş olan aylık tutarlarının geri alınmayacağına ve sataşmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ali Göçen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadakiyazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre. davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı yurda kesin dönüş yaptıktan sonra Federal Almanya'da geçen çalışmalarını 3201 Sayılı Yasa gereğince borçlandığını, Kurumdan kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasını talep etmesi ürerine yaşlılık aylığı bağlandığı, ancak bilahare yurda kesin dönüş yapmadığı iddiası ile yaşlılık aylığı ile borçlanmanın iptal edildiğini ve ödenen aylıkların geri istendiğini öne sürmüş yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına ve borçlanmanın geçerli sayılmasına, karar verilmesini istemiştir.
Ancak Kurum. davacının kesin dönüş yaptığını beyan ettiği tarihi de kapsar biçimde Federal Almanya Cumhuriyetinden işsizlik sigortasından yardım aldığını, sözü edilen sigorta kolundan yardım görenlerin yurda kesin dönüş yapamayacağını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3201 Sayılı "Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'un" üçüncü maddesine göre, yurt dışında geçen çalışmaların borçlanılabilmesi için yurda kesin dönüş yapmak esas koşuldur.
Davacının kesin dönüş yaptığını iddia ettiği tarihi de kapsar biçimde Federal Almanya Cumhuriyeti'nden işsizlik sigortası yardımı aldığı konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, yurt dışında issizlik sigortasından yardım alan sigortalının borçlanmak amacıyla yurda girdiği, tarihin kesin dönüş sayılıp sayılamayacağı meselesidir. Yurt dışında işsizlik sigortasından yardım alan sigortalının o ülkede oturma zorunda olduğu o ülkeden ayrıldığı takdirde yapılan yardımın kesileceği bilinen gerçeklerdendir. Alman Sosyal Güvenlik Mevzuatına göre işsizlik sigortası kolundan yardım alabilmek için kişinin emeğini iş piyasasına amade tutması gerekir. Zira devlet işsizleri ve iş yerlerini takip etmekte herhangi bir işlerinde boşalma olduğu taktirde işsiz kalan ve işsizlik yardımı alan kişiyi işe girmeye davet etmektedir. Bu kişi yapılacak daveti kaçırmamak için o ülkede oturmaya ve ülke sınırları dışında çıkmamaya özen göstermektedir.
Yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için sigortalının ikametgahının yurt dışından yurt içine nakletme amacını taşıması gerekir. Yurt dışında işini kaybetmek her zaman kesin dönüşe delalet etmez. Başka bir deyişle kişi işsiz kalabilir ama işsizlik sigortasından yardım almayı yeterli görerek yurda kesin dönüş yapmayabilir.
Söylenenleri özetlemek gerekirse Federal Almanya'da işsizlik sigortasından yardım almak. kişinin Almanya da oturduğuna ve yurda kesin dönüş yapmadığına kuvvetli bir delil ve karine oluşturur. Ancak bu karinenin aksi belirecek somut olayın özellikleride gözönünde
tutularak aynı güçte delillerle kanıtlanabilir. Davacı ikametgah ilmühaberi ibraz etmişse de anılan belgenin her zaman temin edilebileceği mümkün bulunduğundan anılan ilmühaber kuvvetli delil niteliğinde kabul edilemez.
Davada davacının sözü edilen nitelikte herhangi bir delil getiremediği anlaşıldığı halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Başkan Erdoğan A... ve Üye Yılmaz D...'nun muhalefetlerine karşı üye Resul A... Şemsettin A... Hulusi M...'nun oylarıyla ve oyçokluğuyla 24.11.1997 gününde karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini