 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/6475
Karar No : 1997/6630
Tarih : 6.9.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
RÜCUAN TAZMİNAT DAVALARI
HUSUMETİN RESEN GÖZETİLMESİ
MADDİ HATANIN KAZANILMIŞ HAK OLUŞTURMAMASI
KARAR ÖZETİ: Kuruma bildirilmeyen sigortalının, iş kazası geçirerek ölmesi halinde, Kurumca yapılan yardımların rücuan ödetilmesi davalarında, olay tarihinde uygulanacak kanun itibariyle, işveren vekiline veya şirket ortama husumet düşmez.
Husumet; dava sonuçlanıncaya kadar resen gözönünde tutulması gereken hususlardan olduğu için, Yargıtay bozma ilamında maddi yanılgı sonucu husumet konusuna değinilmemiş olması Kurum lehine kazanılmış hak oluşturmaz.
(506 s.SSK.m.4, 9, 10).
Davacı, iş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan
Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilanında belirtildiği şekilde isteği. hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, Sosyal Sigortalar Kurumunun temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıların temyizine gelince, dosya içeriğine göre davacı Sosyal Sigortalar Kurumunun K Maden Limitet Şirketi işyerinde 10.11.1975 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sigortalı Ethem'in vefat ettiği, Kurumca hak sahiplerine gelir bağlandığı ve gelirlerde artış olduğu belirtilerek 506 sayılı Kanunun 10. maddesine dayanılarak ve davalıların murisi Gültekinin de işveren sıfatı olduğu da belirtilerek rücu davası açıldığı, daha önce ise isteğin kabulüne dair Çorum-Bayat İş Mahkemesince 29.10.1994 tarihinde verilen 1994/115-40 sayılı kararın tarafların temyizi üzerine Dairemizin 29.5.1995 tarih ve 1995/4614-4926 sayılı ilamı ile ilamda belirtilen gerekçelerle 406 sayılı Kanunun 10. maddesine dayanan rücu davalarında da işveren sorumlu olabileceği tavan zarar miktarının belirlenmesi gerektiğine işaret edilerek kararın bozulduğu, Mahkemece ise bozma ilamına uyularak işlem yapılmak suretiyle isteğin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.. Yukarıda belirtildiği üzere işveren K.... Maden Limitet Şirketi olup, davalıların muris ortak olduğu Limitet Şirketinin yetkili mürnessili olsa dahi olay tarihi olan 10.11.1975 tarihindeki 506 sayılı Kanunun 4. maddesine göre mali sorumluluğu yoktur. Zira 506 sayılı kanunu 10.11.1975 tarihinde yürürlükteki 4. maddesinin 4. fıkrasında aynen "işverenin bu Kanunda belirtilen ve mali olmayan yükümlerinden dolayı aynen işveren vekilinde sorumludur" denildiğinde 506 sayılı Kanunun 9. 10. maddeye göre kusursuz sorumluluk nedeniyle açılan rücu davalarında husumet işveren vekiline veya şirket ortağına düşmez. Maddi hataya dayalı olarak önceki bozma kararımızda bu hususa değinilmemiş olması ise Sosyal Sigortalar Kurumu lehine kazanılmış hak doğurmaz. Dava sonuçlanıncaya kadar husumet yönünün resen göz önünde tutulacağı da Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun temel kurallarından biridir. Bu itibarla, davalıların murisine ve davalılara husumet tevcihi mümkün olmadığından mahkemece davanın reddi -gerekirken yazılı şekilde, isteğin hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 6.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.