 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1997/5377
K. 1997/6053
T. 23.9.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İŞ YERİNİN DEVRİ
PRİM BORÇLARINA HALEF OLMAK
KARAR ÖZETİ: Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilirse, eski işverenin Kurum'a olan prim borcu, gecikme zammı ve faiz borçlarından yeni işverenin de müteselsilen sorumlu tutulabilmesi için, işyerinin, işler bir halde sigortalıları ile birlikte yeni işverene geçmiş olması gerekir.
Mevsimlik işçilerin çalıştığı işyerinin de, busorumluluğun doğacağı şekilde devri mümkündür.
Prim borçlarına halef olacak şekilde devrin gerçekleşip gerçekleşmediği, tapu kayıtları, her iki işverenin Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtları ile işyeri kayıtları getirtilerek, gerekirse önceki işveren döneminde çalışan sigortalılar tanık olarak dinlenerek ve diğer deliller toplanarak araştırılmalıdır.
(506 s. SSK. m. 4,8,82)
Eski işvereni Kurum'a olan sigorta primi ve gecikme zammı borçlarından müteselsilen sorumlu tutulamayacağından bahisle Kurum işleminin iptali ve marazanın men'i davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dava sonucu itibariyle, işyerinin 506 sayılı Kanun madde 82 kapsamında devir alınmadığı,. bu nedenle eski işverenin Kurum'a olan sigorta pirimi ve gecikme zammı borçlarından müteselsilen sorumlu tutulamayacağından bahisle aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 82. maddesi hükmüne göre, "sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya intikal ederse, eski işverenin Kurum'a olan sigorta pirimi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından aynı zamanda yeni işveren de müteselsilen sorumludur".
Madde anlamında devir ve intikalden bahsedebilmek için; işyerinin işler bir halde sigortalıları ile birlikte yeni işverene geçmiş bulunması gerekir. İşyerinin devir ve intikalinde, gerçekte işyeri değil, onun işvereni değişmektedir ve yeni işveren, eskisinin halefi olmaktadır. İşyerinin kapatılmasından sonra, yeni işveren tarafından yepyeni bir işyeri olarak açılması ve işyerindeki işin, yeni işverenin kendi sorumluluğu altındaki başka işçilere yaptırılması halinde ise madde kapsamında bir devirden söz edilemez.
Somut olayda öncelikle, davacı yeni işveren tarafından ibraz edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri çevresinde tapuda tasarruf işlemlerinin yapılıp yapılmadığı ilgili tapu dairesinden sorulmalı, davalının işyerinin ve çay fabrikasının üzerinde bulunduğu gayrimenkulun. mülkiyetini iktisap etmiş olsa dahi işyerinin işler bir halde sigortalıları ile birlikte davacıya geçip geçmediği araştırmalıdır. Belirtilen koşulun gerçekleşmesi halinde davacının eski işverenin Kuruma olan prim, gecikme zammı ve faiz borçlarından müteselsilen sorumludur. Bu yönde, özellikle gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin yapıldığı tarihler itibariyle, eski işverenin, işyerinin kapatılmayarak faal olduğunu gösterir biçimde aylık sigorta prim bildirgesi vermesi ve İşyerinin mevsimlik olması itibariyle kampanya dönemi sonunda faaliyete son verilmesinin yukarıda öngörülen anlamda bir kapatma sayılamayacağı olgusu gözönünde tutulmak suretiyle işyerini işler halde sigortalıları ile birlikte yeni işveren davacıya devredilip devredilmediği yöntemince ve gereğince araştırılmalıdır. Giderek eski işveren ile yeni işverene ait Sosyal Sigortalar Kurumu ve işverenler nezdindeki tüm işyeri kayıtları celp edilmeli, gerekirse öneki işveren döneminde çalışan sigortalılar kayıtlardan saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli ve diğer tüm deliler toplanmak suretiyle sonucuna g6re hüküm kurulmalıdır.
Belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine ve davacı avukatı yararına takdir edilen 20.000.000.- lira, duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 23.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.