 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1997/1758
K. 1997/1643
T. 4.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MESLEK HASTALIĞINA BAĞLI MALULİYET
MESLEK HASTALIĞINDA KUSUR PAYLARI
RÜCU ALACAĞI TAVANININ BELİRLENMESİ
KARAR ÖZETİ: Değişik işyerlerindeki çalışmalar sonucu oluşan meslek hastalığı için yapılacak ödemelerde, dayanışmalı sorumluluk hükümleri uygulanamayacağından, işverenlerden herbirinin kusur oranı, ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu oran belirlenirken, her işyerindeki çalışma dönemi için, işverenin sorumluluklarını yerine getirip getirmediği usulüne uygun olarak araştırılmalı, iş güvenliği ve sağlığı konusunda ehil bir bilirkişinin, ayrıca, işçinin yakalandığı meslek hastalığında uzman hekimin bulunduğu bilirkişi heyetinden kusur konusunda rapor alınmalı, rücu alacağının tespitinde, bu rapordaki oran esas alınmalı ve alacak tavanını teşkil eden miktar belirlenirken, arttırım ve iskontalama yıllar itibariyle yapılmalıdır.
(506s. SSK. m. 26/1, 53, 54)
(818 s. BK. m. 41, 50, 51)
Davacı, meslek hastalığı sonucu malül kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 26/1. maddesidir. Sigortalıda 25.2.1993 tarihinde saptanan ve % 10 oranında meslekte kazanma gücü kaybına neden olan meslek hastalığı, "sideroz" dur. Hükme esas kılınan kusur raporunda; meslek hastalığının oluşmasında, davalı işverene % 75 oranında kusur verilmiş, % 25 oranında ise kaçınılmazlığın etken olduğu öngörülmüştür. Öte yandan sigortalı, davalıya ait işyerinde 20.12.1976 tarihinde çalışmaya başlamış, aralıklı olarak çalışmasını sürdürmüş ve halen çalışmaktadır.
Öncelikle; sigortalıda oluşan meslek hastalığının, sigortalının ayrı ayrı zamanlarda, değişik işverenlere ait işyerlerinde çalışması sonucu oluştuğunun saptanması halinde, bu işyeri işverenleri arasında Borçlar Kanununda öngörülen dayanışmalı sorumluluk esasları uygulanamayacağından, sigortalının davalı işverene ait işyeri dışında başka işverenlere ait işyerlerinde çalışması olup olmadığı yöntemince araştırılıp, herbir işverenin kusur payı belirlenmelidir.
Giderek davalı işverenin işbu meslek hastalığının oluşmasındaki kusur payının belirlenmesinde; öncelikle tüm çalışma süresinde sigortalının, davalıya ait tersane işyerinde hangi işlerde çalıştığı, sigortalıya ait işyeri şahsi dosyası celbedilerek belirlenmeli, keza çalışma koşulları yine tüm çalışma dönemi için somut biçimde saptanmalı, yine sigortalıya yaptığı işe uygun maske verilip verilmediği, periyodik muayenelerinin yapılıp yapılmadığı konusunda işverenin resmi kuruluş olması itibariyle işyerinden buna ilişkin belge ve kayıtlar celbedilmeli ve bundan sonra işçi sağlığı ve iş güvenliği ile sigortalıda oluşan meslek hastalığı konusunda uzman doktor bilirkişinin bulunduğu ehil bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti ile kaçınılmazlık durumu ve oranı konusunda rapor alıp, irdeleyerek sonucuna göre hüküm tesis edilmelidir.
Belirtilen maddi ve hukuki esas göz önünde tutulmadan yetersiz kusur raporunda dayanılarak hüküm tesisi isabetsizdir.
3- Davacı Kurum'un rücu alacağının tavanını teşkil eden miktarın belirlenmesinde, arttırım ve iskontolamanın yıllar itibariyle yapılmaması da keza usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Giderek maddi zarara, davalı işverenin yeniden saptanacak kusur oranı uygulanmalıdır.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 4.3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi