Davacı, 4.11.1974-4.6.1977 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve sigortalılığının 4.6.1977 tarihinde sona erdiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ali Göçen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davacı vekili, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nün müvekkilin. 1.10.1972-4.11.1974 tarihleri arasında sigortalı saydığını oysaki, vergi kaydının son bulduğu 4.5.1977. tarihine kadar sigortalı sayılması gerektiğinden bahisle tesbit davası açmıştır.

Mahkeme, Terziler Derneği kaydının 4.11.1974 tarihinde sona erdiğinden bu tarihten sonra 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi gereğine-sigortalı sayılamayacağından davayı reddetmiştir. Ancak, Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün 1980/1381 sayılı takip dosyası ile 4.6.1977 tarihine kadar primleri icra kanalı ile aldığı iddiası yeterince mahkeme tarafından araştırılmamıştır. Mahkeme mahzenin su basması dolayısıyla takip dosyasının bulunamaması geçerli bir neden sayılamaz. Zira, takip dosyasının bir sureti takibi yapan Bağ-Kur Genel Müdürlüğünde mevcuttur. Buradan takip dosyası getirtilerek hangi tarihe kadar prim ödediği saptanmalıdır, Öte yandan, vergi kaydı 4.6.1977 tarihince sona ermiştir. 1974-1977 yılları arasında vergi ödeyip ödemediği de mahkemece tahkik edilmemiştir. 1479 sayılı Kanunda bir kişinin sigortalı sayılması için, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunması zorunlu bir koşuldur. Vergi kaydı da böyle bir çalışmaya karine teşkil eder. Mahkemenin işbu maddi ve hukuki olguları yeterince değerlendirmeden ve özellikle 4.6.1977 tarihine kadar primler tahsil

edilmişse, primlerin çok uzun yıllar nemalandırıldığı düşünülerek Medeni Kanunun 2. maddesinin öngördüğü iyi niyet kuralı gereğince 4.11.1974-4.5.1977 arasını 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirebilmek mümkün olduğu halde, yazılı düşüncelerle davanın reddi isabetsiz olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.10.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972