 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1996/7580
K:1996/6635
T:10.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR ÖZETİ:B.K 53.maddesi uyarınca hukuk hakimi ceza davasında saptanmış kusur oranıyla bağlı değilse de, kesinleşin ceza davasında saptanmış maddi olguyu kesin yargı hükümleri çerçevesinde bağlıdır.
YARGITAY İLAMI
Davacı. işkazasında ölen ve malül kalan sigortalı işçiler için yapılan harcamalar üzerine uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı ve davalılardan Ö... Bilgisayar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Neslihan S... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı kanunun 26. maddesi olup davalıların rücu alacağından sorumlulukları maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür.
Hükme esas kılınan 24.11.1993 tarihli kusur raporunda zararlandırıcı sigorta olayının vukuunda asıl işveren şirkete %40, taşeron Ali G...'ye %20, sigortalılara %10'ar oranında kusur verilmiş.
%20 oranında kaçınılmazlığın etken olduğu belirtilmiştir, öncelikle Borçlar Kanununun madde 53 uyarınca, her ne kadar hukuk hakimi ceza davasında saptanmış kusur oranıyla bağlı değilse de, kesinleşen ceza mahkemesi ilamında saptanmış maddi olgularla, kesin yargı hükümleri
çevresinde bağlıdır. Bu çevrede dava konusu olayda da; 1990/513 esas sayılı kesinleşmiş ceza davasında alınmış mahkumiyet kararında saptanmış maddi olguya göre bilirkişilerden kusur durumunun çözümlenmesi istenmelidir.
Öte yanda; kaçınılmazlık, olayının meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen zararın kısmen yada tamamen meydana gelmesi durumudur ki, zararlandırıcı sigorta olayının vukuu biçimine nazaran olayda kaçınılmazlıktan söz, edilmesi isabetli sayılamaz.
Giderek 24.11.1993 tarihli kusur raporu, kusur oran ve aidiyeti bakımından dosyada mevcut diğer raporlar ile açık çelişki içinde olup, bu çelişki giderilmelidir.
Mahkemece yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile kazanın vukuu bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, kusur oran ve aidiyeti »konusunda yukarıda öngörülen esaslar çevresinde ve dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde rapor alıp, irdeleyerek, sonucuna göre hüküm tesisinden ibarettir.
3-Davacı Kurumun rücu alacağının tavanını teşkil eden miktarın belirlenmesinde; zararın tesbiti aşamasında, rapor tarihinden sonra, ancak hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren İ.9.1995 tarihli asgari ücret artışının gözetilmemesi hatalıdır. Ne varki, davacı Kurum vekilinin 8.11.1995 tarihli oturumunda rapora itirazının bulunmadığını bildirmesi karşısında, 17.2.1995 tarihli hesap raporunda öngörülen miktarlar bakımından davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu gözönünde tutulmalıdır.
4-Bilinmeyen dönemde artırım ve iskontolamanın yıllar itibariyle yapılmaması, giderek matematiksel ilkelere aykırı biçimde tüm dönemde sabit tutulması isabetsizdir.
5-Sigortalıya geçici , iş göremezlik ödeneği ödenen dönemin de tavana dahil edilmesi suretiyle mükerrer tahsile neden olunması yerinde değildir.
6-Ana dosya ile birleştirilen 1995/988 Esas sayılı dosyadaki dava dilekçesi içeriğine nazaran rücu alacağına her iki davalıdan teselsül hükümleri çevresinde tahsilinin istenmesi, başka ifade ile davada dayanışmalı sorumluluk hükümlerine dayanılması karşısında; davacı Kurumun rücu alacağının tavanını teşkil eden miktarın, davalıların kusur oranları toplamına göre belirlenmesi gerekirken aksinin kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Keza iç tavan da bu esasa göre belirlenmeli, ne varki taleple bağlılık' ilkesi de gözönünde tutulmalıdır.
O halde temyiz eden davacı kurum ile davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.9.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.