 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/6480
Karar No : 1996/8365
Tarih : 8.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, borçlanma işlemini iptal eden davalı Kurum işleminin iptaliyle, 1.8.1994 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Neslihan S... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma talep edip, tahakkuk ettirilen borcun ödenmesinden sonra davacıya malullük sigortasından aylık bağlanması karşısında, 3201 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmünün davacı hakkında uygulanmasının mümkün bulunmamasına nazaran aşağıdaki bend kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-3201 sayılı Kanunun aylık tahsisi ve aylığın bağlanma tarihine ilişkin 6/A maddesi hükmüne göre bu Kanun çevresinde değerlendirilen hizmet sürelerine istinaden yaşlılık aylığı tansısı. yapılabilmesi için öngörülen koşullar; yurda kesin dönülmüş olması, tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamen ödenmesinden sonra yazıla istekte bulunulmasıdır.
Dava konusu olayda; davacı 13.7.1994 tarihli dilekçesinde yurda 20.11.1993 tarihinde kesin döndüğünü beyan ederek bunu. kanıtlamak üzere elektrik tüketim faturaları P.T.T. Telefon faturaları ile dekontlar ibraz etmiş, keza 21.1.1994 tarihli Fethiye'de noterce düzenlenmiş vekaletnamede imzası bulunmakta isede dosya içeriğinde mevcut davacıya ait pasaport, suretinde 21.1.1934 tarihinde çıkışından sonra yurda tekrar girişine dair kayıt yoktur. Öte yandan davacının yurda kesin dönüş yaptığını inandırıcı delillerle isbat etmesi gerekir. Bu yönde, mevcut deliller "arasındaki çelişkinin giderilmesinde özellikle davacıya ait pasaport aslı celbedilerek davacının yurda kesin dönüş tarihi tereddüde yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır.
Giderek yapılacak işbu araştırma sonucu, davacının yurda kesin dönüş tarihinin kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasından sonraki bir tarihi içermesi halinde ise, davacının yaşlılık aylığı tahsis talebi, bu tarih itibariyle geçerli sayılarak bunu takip eden aybaşından itibaren davacıya yaşlılık aylığı, tahsisi gerekmektedir.
Öte yandan 506 sayılı Kanun madde 92 hükmüne nazaran, 'nem malullük nemde yaşlılık sigortasından aylık bağlanmasına hak kazanan sigortacıya bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşit ise yalnız yaşlılık aylığı bağlanır.
Somut olayda; davacıya 1.6.1993 tarihinde bağlanan kısmi malullük aylığının 1.10.1993 tarihinden itibaren resen tam malullük aylığına çıkarıldığının öngörülmesi karşısında her iki sigorta kolundan davacıya bağlanan aylık tutarları araştırılıp mukayese edilerek, 506 sayılı Kanunun madde 92 çevresinde davacıya yaşlılık sigortasından aylık bağlanıp bağlanmayacağı hususu irdelenmelidir.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 8.10.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.