 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/3906
Karar No : 1996/4045
Tarih : 14.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3201-1/m.3
Davacı, 3201 Sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmayı iptal eden Kurum işleminin iptaliyle, kesildiği tarihten itibaren aylıkların ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Koç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı Federal Almanya'daki işinden ayrılarak yurda kesin dönüş yapıp yurt dışındaki çalışlarını 3201 sayılı yasa uyarınca borçlandığını, talebi üzerine Kurumca kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını, bilahare Kurum'un Almanya'dan işsizlik sigortası aylığı aldığının tesbit edilmesi nedeniyle yurda kesin dönüş yapmadığı ileri sürülerek aylığının kesildiğini iddia etmiş yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum ise davacının Federal Almanya'dan işsizlik sigortası aylığı aldığını, yurda kesin dönüş yapmadığını öne sürmüş davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kesin dönüş tarihini de kapsayacak şekilde Almanya'dan işsizlik sigortası aylığı alan kimsenin kesin dönüş yapmış sayılabilip sayılamayacağı, gerçekten davacının yurda kesin dönüş yapıp yapmadığı noktası üzerinde toplanmaktadır.
Öncelikle kesin dönüşün saptanması bakımından davacının pasaportunun aslı celbedilerek incelenmeli, gerektiğinde yurda giriş tarihleri giriş yapılan gümrük kapılarından sorulmalı, davacının işsizlik sigortası aylığı almasına rağmen kesin dönüş iddiasının dayanakları araştırılıp açıklığı kavuşturulmalı ve deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir. öte yandan; işsizlik sigortasından aylık almak her zaman sigortalının yurda kesin dönüş yapmadığı anlamına gelmez.
Kuşkusuz sonuca gidilirken şu husus üzerinde önemli durulmalıdır. Bilindiği gibi 3201 sayılı yasanın 3'ncü maddesine göre yurt dışında geçen çalışmaların borçlanılabilmesi için yurda kesin dönüş yapmak şarttır. Yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda davacının şayet borçlanma tarihinde yurda kesin dönüş yaptığı sonucuna varıldığı taktirde dava şimdiki gibi kabul edilecektir. Kesin dönüşten sonra Almanya'ya yeniden giriş yapmak aylığın iptalini gerektirmez.
Öte yandan. Kurum davacıya 2147 ve 329 sayılı kanunlar gereğince yapılan borçlanmaya dayanarak 1991 tarihinde aylık bağlamış bu aylığı bilahare iptal etmiş 1995 yılında yeniden bağlamıştır, ilk aylık bağladığı tarihte 3201 sayılı yasaya göre borçlanılan süre dışlandığı taktirde diğer çalışmaların toplamı aylık bağlamaya yetmektedir. Bilindiği gibi 2147 sayılı yasaya göre borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüş yapma koşul değildir. O itibarla şayet davacının yurda kesin dönüş yapmadığı anlaşıldığı taktir de 3201 sayılı yasayla yapılan borçlanmanın bağlanan aylığa yansıyan kısmı iptal edilmeli, diğer kısım ayakta bırakılmalıdır.
Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.