 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/8571
Karar no : 1995/9042
Tarih : 31.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, iptale ilişkin kararın kaldırılarak 1982/3 dönemi ile 1991/3 dönemi arasında sigortalı olarak hizmet süresinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N.S. tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Dava sonucu itibariyle davacının 1982 yılı 3. dönemi ile 1991 yılı 3. dönemi arasında geçen, ancak Sosyal Sigortalar Kurumunca iptal edilen sigortalı hizmet süresinin geçerliliğinin tesbitini istemine ilişkindir.
Davacının 1982/3. dönem ile 1991/3. dönem arasında farklı işverenlere ait inşaat işyerinden bildirilen toplam 2518 günlük sigortalı hizmet süresi, muhasebeci olarak çalıştığından bahisle 22.10.1993 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumunca iptal edilmiş, işbu iptale ilişkin Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğünün aynı tarihli talimatında 09.02.1989 ile 13.07.1992 tarihli müfettiş raporları ile eki tutanaklara dayanak kılınmıştır. 09.02.1989 tarihli müfettiş raporu ile eki tutanaklar, davacı H.A.'ya ilişkin tesbitleri öngörmeyip B.H. isimli başka şahsa ait tesbitleri içermektedir. 13.07.1992 tarihli müfettiş raporu ile eki aynı tarihli tutanak ise davacının anılan işyerlerinden sadece işveren İ.B.'ye ait.... numaralı inşaat işyerinde 1989 yılının 8.9.10.11. aylardaki çalışma süresine ilişkindir. Anılan tutanakta davacıya bu işyerinden ödenen ücretlerin kayıtlarından saptandığı belirtilmiştir. Ne var ki, aynı müfettiş raporunda, davacının bu inşaat işyerinde fiilen çalışmadığı halde muhasebesine baktığı kişilerin inşaat işyerlerinden sigortalı olarak gösterildiğinin ve inşaatta asıl çalışanların ise sigortalı olarak gösterilmediğinin şifahi ihbarlar ile yapılan soruşturmadan anlaşıldığı yönü de belirtilmiştir. 22.02.1993 tarihli Sosyal Sigortalar Kurumu dahili yazışmasında sözü edilen 26.04.1993 tarihli müfettiş raporunda, davalı dışındaki B.H. isimli kişinin muhasebe bürosu işyerinin tesbitine ilişkin ise de rapora ek 26.04.1983 tarihli tutanakta, davacı H.A.'nın tanık sıfatıyla serbest mahasebeci olarak imzası bulunmaktadır. Keza aynı dahili yazışmada, davacının ilgili sigorta müdürlüğüne müteaddit kereler işyeri muhasebecisi sıfatıyla işleri dosyalarının takibi için geldiği, sonuçta inşaat işyerlerinin muhasebe işlerini ifa ettiği belirtilmiştir. Diğer taraftan 1992 yılında sigorta müfettişi M.Y. tarafındann muhtelif inşaat işyerlerinde davacının hizmet süresinin tesbiti amacıyla düzenlenen tutanaklarda ise, davacının çalışmalarının işleri kayıtlarından saptandığı öngörülmüştür. Bu çerçevede, yukarıda öngörülen müfettiş raporu ile eki tutanaklarda, davacının muhtelif inşaat işyerlerindeki çalışmalarının fiili olmadığı somut delillere dayanılarak saptanmış değildir. O halde, davacının iptale konu muhtelif inşaat işyerlerinde fiilen mi çalıştığı yoksa muhasebeciliğini mi yaptığı mümkün oldukça tüm işyeri işverenlerini de dinlemek suretiyle yöntemince araştırılmalı, bu meyanda 13.07.1992 tarihli müfettiş raporu içeriğine nazaran raporu düzenleyen sigorta müfettişi dinlenerek davacının muhasebeciliğine ilişkin ihbar ile yapılan soruşturma konusunda bilgisine başvurulmalı, keza 22.03.1993 tarihli dahili yazışmada öngörülen, davacının müteaddit kere işyeri dosyalarının muhasebecisi olarak iş takibi için geldiği konusunda araştırma yapılmalı, davacının 26.04.1983 tarihli tutanağı tanık sıfatıyla serbest muhasebeci olarak imzalaması olgusu karşısında, davacı da isticvap edilerek bu konuda beyanı alınmalıdır.
Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre, bir hizmet wkdine dayanarak bir veya bir kaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar. Hizmet akdinin unsurları ise, hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ati işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunulması, edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden hesaplanmasıdır.
Mahkemece yukarıda öngörülen araştırma ve inceleme sonucu, davacının inşaat işyeri dosyalarının muhasebe işlemlerini yaptığının saptanması halinde ise, davacının muhasebe işini işverenlere ait işyerlerinde yerine getirip getirmediği, edimin ifasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunup bulunmadığı, edimin karşılığı olan ücretin zaman esası üzerinden hesaplanıp hesaplanmadığı, başka ifade ile hizmet akdinin öngörülen unsurlarının davacı bakımından gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Her ne kadar davacının bu sürede vergi mükellefiyeti yoksa da, özellikle 26.04.1983 tarihli tutanağı serbest muhasebeci olarak imzalaması olgusu karşısında vergi
dairesine bildirilmeden kendisine ait muhasebe bürosu ya da 3. bir şahıs üzerinden kayıtlı büroda ortak olarak muhasebecilik yapması mümkündür. Bu çerçevede yapılacak araştırma sonucunda davacının, iptale konu işyerleri muhasebeciliğini, işverenlere ait işyerinde ve işverenlerin denetim ve kontrolu altında yaptığının ve ücretinin zaman esasına göre hesaplandığının saptanması halinde davacı ile işverenler arasındaki hukuki ilişki hizmet aktine dayanacağından davanın kabulüne, aksi halde şimdiki gibi reddine hükmedilmelidir.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile hükmün tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.10.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.