 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1995/6056
K:1995/9623
T:14.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· HİZMET TESPİTİ
· ÇALIŞMADIĞI - GÖZALTINDA GEÇEN - SÜRELERİN PRİM ÖDEME GÜN SAYILARINA EKLENMESİ
KARAR
Davacı, davalılardan E... Genel Müdürlüğü nezdinde Nisan-Kasım 1985 tarihleri arasında ücret karşılığı geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Neslihan S... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 1985 yılının Nisan ve Kasım ayları arasında fiilen çalışılmadığı halde Toplu İş Sözleşmesi gereğince ücreti ödenen günlerin prim ödeme gün sayısına katılması gerektiğinin tesbiti isteğine ilişkindir.
Davacının davalı E... Genel Müdürlüğü'ne ait işlerinde hizmet akti ile çalışırken 22.03.1985 tarihinde Sıkı Yönetim Komutanlığınca gözetim altına alınıp 12.04.1985 tarihinde serbest bırakıldığı, Askeri Mahkemece isnat olunun suçtan beraat ettirildiği 12.04.1985 tarihinde işe alındığı Toplu İş Sözleşmesinin ilgili hükümleri çevresinde 15.04.1985-11.11.1985 tarihleri arasında boşta geçen süreye ilişkin olarak ücret ve sosyal haklarının Ankara 4. İş Mahkemesinin 1988/1849 Esas sayılı kesinleşen alacak davasında, işverenden tahsiline hükmedildiği dosya içeriğindeki delillerden anlaşılmaktadır.
Davada uyuşmazlık, ücret ve diğer sosyal haklar alındığı halde fiilen çalışılmasından geçen sürenin sigortalı gün sayısı hesabında nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağının teşkil eden 506 sayılı Kanunun 2. Maddesi hükmüne göre bir hizmet aktine dayanılarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar. O halde 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın koşulu, çalışma ilişkisinin hizmet aktine dayanmasıdır. Giderek 506 sayılı Kanunun 6. Maddesi hükmüne göre de; "çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olurlar. Anılan 2 ve 6. Maddelerin birlikte incelenmelerinden çıkan sonuç ise; bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalı sayılabilmesinin ancak hizmet aktine dayanılarak işyerinde fiilen (=eylemli) olarak çalışması halinde mümkün olmasıdır.
Giderek 506 sayılı Kanunun 2. Maddesinde öngörülen "sigortalı" deyimiyle 1475 sayılı Kanunun 1/ı maddesindeki "işçi" deyimleri arasında aynıyetten söz edilemez. Bir kimse iş kanunu kapsamında işçi sayılmasına rağmen 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmayabilir. Başka irade ile işçi sıfatına haiz olmak mutlak biçimde sigortalılığı
gerektirmez.
Dava konusu olayda; davacının fiilen çalışmadığı sürede TİS hükümlerine göre kesinleşen ilamda ücret ve diğer işçilik haklarını elde etmesi, bu sürede 506 sayılı kanun kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirmez. Zira, sigortalı niteliğini kazanmanın önkoşulu bulunan eylemli çalışma olgusu, davacı yönünden bu süre için gerçekleşmemiştir.
Öte yandan; eylemli olarak çalışmanın cereyan etmediği sürenin itibarı hizmet veya fiili hizmet zammı olarak kabul edilebilmesi di ancak buna imkan veren yasal dayanağın bulunması halinde mümkündür. Yoksa toplu iş sözleşmesiyle bu tür bir imkan getirilmesi mümkün olmadığı gibi davanın dayanağı Toplu İş Sözleşmesi hükmü de sadece ücret garantisini içermektedir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan yazılı biçimde davanın reddi yerine kabulü yolunda hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma
nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.11.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.