 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1995/4150
K. 1995/4465
T. 15.5.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İKİNCİ SANDIKTAN EMEKLİLİK
KADRONUN FİİLEN TEDVİRİ
VAKIF SENEDİ
KARAR ÖZETİ Vakıfların işlemleri, ilgili yasalar, vakıf senedi ve yönetmelik hükümlerine göre yürütüleceğinden, vakıf senet ve yönetmeliğinde açıkça yer almayan "koordinatörlük" kadrosunun verilmesi ve Yönetim Kurulu kararı ile "genel müdür yardımcılığı düzeyinde sayılmasıyla emekli edilen "Müdür"ün; genel müdür yardımcılığını fiilen tedvir etmemiş olması nedeniyle, emeklilik işleminin, müdürlük ünvan ve kadrosuna göre düzeltilmesinde ve fazladan yapılan ödemelerin geri alınmasına karar verilmesinde, kazanılmış hakkın ihlali sözkonusu değildir.
(7397 s. SŞMK. m. 4/V)
Davacı, davalı vaktin haksız işleminin iptali ile almakta olduğu emekli maaş ve ücretine hak kazandığının tesbiti ile muarazanın da, men'ine karar verilmesini istenmiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Davada uyuşmazlık, davacıya iştirakçisi olduğu davalı .... Anonim Türk Sigorta Şirketi Mensupları Dayanışma Vakfı'ndan, diğer bir adıyla da "2. Sandıktan bağlanan emeklilik gelirinin, "müdürlük" ya da "genel müdür yardımcılığı" ünvan ve kadrolarından hangisinin esas alınması ve karşılık gösterilmesi suretiyle bağlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Şöyleki, dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelere göre davacı mensubu bulunduğu davalı vakfın-ikinci sandığın-ilgilendirildiği .... Anonim Türk Sigorta Şirketi" bünyesinde "müdür" ünvan ve kadrosuyla görev yapmakta iken, anılan Şirket Yönetim Kurulu'nun 30.1.1989 gün, 4152 sayılı kararıyla "koordinatörlük" görevine atanmıştır. Daha sonra ise, davalı Vakfa ait "Emeklilik iradı ve ikramiye Yönetmeliği" 'nde "koordinatörlük" ünvanı böyle bir kadronun mevcut bulunmadığı farkedilmiş olacakki, bu defada davalı Vakıf Yönetim Kurulu'nun 16.8.1989 gün ve 12 sayılı kararıyla davacının "koordinatörlük" görev kadrosunun, sözü geçen yönetmeliğin 3/C maddesinin 2. sırasında yer alan "genel müdür yardımcılığı" seviyesinde olduğunun mütalaa edilmesine ve işlemlerin buna göre yapılmasına karar verilmiştir. Ancak, hakkında alınan bir kararda davacının yönetim kurulu üyesi sıfatıyla imzası bulunmasına karşın yönetim kumlu başkanı ve genel müdürün katılımı ve imzası yer almamaktadır.
Davacı, bundan bir süre sonra 30.9.1990 tarihinde isteği üzerine emekliye sevkedilmiş ve kendisine "genel müdür yardımcısı" kategorisine dahil edilmek suretiyle bu düzeyden davalı vakıfca emeklilik geliri bağlanmış ve ödemeye devam edilegelmiştir. Ne varki, bu defa Vakıf Yönetim Kurulu'nun 1:3.1993 gün ve 13 sayılı kararıyla davacının "genel müdür yardımcısı" kategorisine intibak ettirilmesi suretiyle bu seviyeden kendisine emeklilik geliri bağlanmasının yönetmelik hükümlerine aykırı ve hatalı bulunduğu uzun bir gerekçeyle açıklanıp belirtilerek, emekliye ayrıldığı tarihten geçerli olmak üzere hatalı bu karar ve işlemin düzeltilerek vakıf emeklilik intibakının "müdür" kadrosu üzerinden yapılmasına ve o tarihten bu yana fuzulen ödenen maaş farklarının fazladan yapılan ödemelerin süresi kadar bir zaman dilimi içinde olmak üzere kendisinden geri alınmasına karar verilmiştir.
Davacı ise, 'davalı Vakıf Yönetiminin 12.3.1993 gün ve 46 sayılı yazısıyla; tebliğ edilen sözkonusu bu işlem ve kararının iptali ile sataşmanın önlenmesi istemiyle eldeki bu davayı açmış bulunmaktadır. Diğer taraftan, davalı Vaktin kuruluş amacı olan ve üyelerine vakıf senedinin 3. maddesinde sayılan birtakım yardımları yapma ve ödemelerde bulunma gibi işlev ve görevlerini yerine getirebilmesi için gerekli olan çalışma yöntem ve koşullarını belirten bir ........ Anonim Türk Sigorta Şirketi Mensupları Dayanışma Vakfı Senedi" ve bir de bu vakıf senedinin sözü edilen 3. maddesine dayanılarak çıkartılmış bulunan ...... Anonim Türk Sigorta Şirketi Mensupları Dayanışma Vakfı Emeklilik Iradı ve ikramiye Yönetmeliği" mevcut bulunmakta ve böylece vakıf işlemlerinin ilgili yasalar, vakıf senedi ve yönetmelik hükümlerine göre yürütülmesi gerektiği açık bulunmaktadır. Bu doğrultuda olmak üzere, yukarıda anılan Yönetmeliğin 3/C maddesinde, üyelerine emeklilik geliri bağlanmasında esas alınacak olan ünvan ve kadrolar (9) kategori altında tek tek saptanmış ve açıklanmıştır. Bu kadro ayrımının 2. sırasında "genel müdür yardımcısı" ünvanlı bir kadro yer almakta ise de bunlar arasında "Koordinatörlük" ünvanlı bir kadroya yer verilmediği görülmektedir. Hal böyle olunca da, Vakıf senet ve yönetmeliğinde açıkça yer alınan ve yasal dayanağı bulunmayan bir kadro ve görev ünvanının bir kimseye sırf Yönetim Kurulu Kararıyla verilmesine olanak yoktur. Saptanan ve varılan bu sonuca. nazaran, konunun diğer yönüne gelince, ortada koordinatörlük ünvanli bir kadro bulunmadığına ve davacıya görevde bulunduğu süre içerisinde ücret Ödemelerinin koordinatörlük adı altında yapıldığına ve davacının genel müdür yardımcılığı görevini hiçbir şekilde fiilen tedvir etmediğine ve sürdürmediğine göre gerçekte varolmayan buna rağmen davacıya verilmiş bulunan koordinatörlük adı altındaki bir görevin genel müdür yardımcılığı düzeyinde olduğuna ilişkin, yukarıda sözü edilen Yönetim Kurulu saptamasının ve kararının da yasal dayanağı ve geçerli hiçbir yanı bulunmamaktadır. Kaldı ki, yeni bir kadronun oluşturulması yada bir kadronun mevcut kadrolardan birisine eşitliği ve denkliği yolundaki tasarruf ve uygulamaların ancak, vakıf senedi ya da Yönetmeliğinde yöntemince yapılacak bir değişiklikle mümkün olabileceği de tartışmasızdır. Olayda böyle bir değişikliğin varlığı da sözkonusu değildir. Diğer yandan, davacının dosya arasındaki imzalı ve fotoğraflı özgeçmişinden öğrenim derecesinin lise mezunu düzeyinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Oysa ki, 7397 sayılı Sigorta Şirketlerinin Murakabesi Hakkındaki Kanun ile bu Kanunu değiştiren 3379 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanıp yürürlüğe konulmuş bulunan 'Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarını Düzenleyen Yönetmelikin, 16. maddesinin açık hükmü gereği, şirket genel müdür yardımcılarının da sayılan dallarda en az yüksek öğrenim-lisans-diplomasına sahip olmaları zorunlu kılınmıştır.
Bütün bu açıklamaların ışığı altında ve sonuç itibariyle olayda geçerliliğini ve kaynağını yasa, vakıf senedi ve yönetmeliği hükümlerinden olmayan ve böylece yasal dayanaktan yoksun bulunan davacıya verilmiş bulunan koordinatörlük görev ve sıfatına ve bu ünvanın Genel Müdür Yardımcılığı düzeyinde bulunduğuna ilişkin Vakıf Yönetim Kurulu karar ve işlemleri yok hükmündedir. Hukuksal yönden hiçbir değer ve geçerlilik taşımadıkları söz götürmez. Öyle olunca da bu tür yasalara aykırı ve hatalı işlemlerin farkedildikleri anda yasalara uygun bir düzeye getirilmeleri suretiyle düzeltilmeleri de doğal ve hatta zorunludur. Bu durumda davacıya, koordinatörlük ünvanı ve kadrosu verilmesine ve bu konumunun, genel müdür yardımcılığı düzeyinde olduğuna ve böylece emeklilik gelirinin de genel müdür yardımcılığı ünvan ve kadrosu esas alınmak suretiyle bağlanması gerektiğine ilişkin işlemler yasal dayanaktan yoksun ve böylece temelde yok hükmünde olduğuna göre, artık ortada kazanılmış bir hakkın varlığından da söz edilemeyeceği, giderek davalı Vakıf Yönetiminin, davacıya evvelce bağlanmış bulunan emeklilik gelirinin bu defa "genel müdür yardımcılığı" ünvan ve kadrosuna göre sürdürülmeyerek, müdürlük ünvan ve kadrosu esas alınmak suretiyle düzeltilmesine yönelik dava konusu işleminde usul ve yasaya aykırı bir yönü bulunmadığı açık seçik ortadadır.
Mahkemece,açıklanan bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde kabulü yolunda hüküm tesis edilmiş bulunması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Vakıf Yönetiminin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 15.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.