 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1995/2008
K. 1995/2571
T. 14.3.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
PRODOKSİYON AMİR YARDIMCISI
YÖNETMEN OLARAK ÇALIŞMA
İSTİSNA AKTİ-HİZMET AKTİ AYIRIMI
SİGORTALI SAYİLMA
HAKİMLİK BİLGİSİNİN YETERLİLİĞİ
KARAR ÖZETİ: TRT Genel Müdürlüğü'ne bağlı iş yerlerinde, prodüksiyon amir yardımcısı, yönetmen, yönetmen yardımcısı olarak çalışan kişinin sigortalı sayılabilmesi bakımından; hizmet akdi ile istisna akdi ayrımının, bizzat hakim tarafından; sözleşme asılları, davacıya ait tüm ödeme makbuzları, Çalışma Müfettişi raporunda belirtilen işyeri kayıtları getirtilerek, belgelerin aksi, eşdeğer delillerle kanıtlattırılarak, işyeri yetkilileri ve çalışma arkadaşları dinlenmek suretiyle belirlenmesi gerekir.
(1475 s. İş K. m 1, 9)
(506 s. SSK. m. 2,3/K)
(818 s. BK. m. 313,355)
(1086 s. HUMK. m. 275)
Davacı, davalılardan TRT Genel Müdürlüğü'ne bağlı işyerinde ücret karşılığı geçen çalışmalarının tesbiti ile bu sürelerin sigortalı hizmetlerden sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davacı, 20.8.1988-9.6.1992 tarihleri arasında TRT Kurumu Ankara Televizyon Müdürlüğü'nde prodüksiyon amir yardımcısı, yönetmen ve yönetmen yardımcısı olarak hizmet aktiyle çalıştığından bahisle S.S. Kanunu kapsamında sigortalı sayılması gerektiğinin tesbitini istemiştir.
506 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre, bir hizmet aktine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar. Hizmet aktinin unsurları; hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, hizmet aktinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunulması, edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. İstisna aktinde ise bir eserin ücret karşılığında yaratılması sözkonusudur. İstisna aktinde ücretin tesbitinde eser gözönünde tutulur. İş sahibinin talimat verme yetkisi ise elde edilecek sonuç içindir. Halbuki hizmet aktinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, işe başlayış ve sona eriş saatinin işverence tesbiti biçimindedir. Giderek, istisna aktinde işin işyerinde görülmesi zorunlu değildir.
Dava konusu olayda, dosyaya ibraz edilen istisna sözleşmesi başlığını içeren sözleşmelerde davacının muhtelif programlarda prodüksiyon amiri, yardımcısı, yönetmen ve yönetmen yardımcısı olarak çalıştığı belirtilmiş olup çalışma süreleri ve yapılacak ödeme miktarları ise değişkendir. Ne var ki, sözleşmeler suret olup bazıları sigortalı imzasını içermemektedir. Öncelikle sözleşmelerin asılları ile davacıya ait tüm ödeme makbuzları celp edilmeli giderek, davacının TRT Kurumu'ndaki çalışma biçimi, sözleşmelerde öngörülen işlerde çalışıp çalışmadığı somutlaştırılarak saptanmalıdır. Bu meyanda 29.1.1992 tarihli Çalışma Müfettişi raporunda öngörülen saptamalar tüm işyeri kayıtları getirtilip, işyeri yetkilileri ile çalışma arkadaşları dinlenmek suretiyle hizmet aktidinin yukarıda öngörülen unsurlarının davacı yönünden gerçekleşip gerçekleşmediği başka ifade ile hizmet akti ile çalışıp çalışmadığı, çalışmışsa süresi dosyada mevcut Sosyal Sigortalar Kurumu'na verilen bildirimler ile sözleşmelerdeki süreler tek tek karşılaştırılarak belirlenmelidir. Giderek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. maddesindeki "Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez ' hükmü de gözönünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma ve incelemeyle yetersiz tanık anlatımlarına dayanılarak ve kabule göre de dosyada mevcut istisna sözleşmeleri sürekli çalışmayı öngörmemesine, TRT Kurumu tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu'na verilen dönem bordrolarını da ayda en fazla 10 gün çalışılmış gibi bildirimlerin yapılmasına imzalı ve imzasız sözleşmeler ile bildirimler tek tek karşılaştırılıp aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanmadan 20.8.1988-9.6.1992 tarihleri arasında sürekli çalışmanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 14.3.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.