Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1994/5434
K. 1994/20981
T. 27.12.1994

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
LİBYA'DA TÜRK İŞVERENLER
LİBYA'DA ÇALIŞAN TÜRK İŞÇİLER
PRİMLERİN TÜRKİYE'YE TRANSFERİ
YÖNETİCİLERİN SORUMLULUĞU
GECİKME ZAMMI
 
KARAR ÖZETİ: Libya 'da daimi Türk işçisi çalıştıran Türk İşverenleri, kanun hükmündeki uluslararası andlaşmalardan dolayı, sosyal sigortalar prim borçları ve oranları yönünden, Türk sosyal güvenlik mevzuatına tabidirler.
Her iki ülkenin merkez bankaları arasındaki anlaşmalara ve uygulamalara bakıldığında, primlerin, SSK. kasalarına intikal ettirilmesinde imkansızlıktan söz edilemez.
İşveren anonim şirket başkanı, primlerin ödenmesinden dolayı Kurum 'a karşı, işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Primlerin vaktinde ödenmemiş olmasından dolayı, gecikme zammı yerine, yasal faiz uygulanması kanuna aykırıdır.
    (2709 s. Anayasa m. 90)
    (506 s. SSK. m. 80)
 
 
Toplam 40.313.540 TL. borcu bulunmadığının tesbitiyle, muarazanın men'i davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulü ne. ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Libya'da faaliyet gösteren Türk şirketinin çalıştırmış olduğu Türk uyruklu daimi işçilerinin sosyal sigortalar prim bordrolarının transfer imkanı bulunmaması nedeniyle doğup doğmayacağı, bu arada A.Ş. yönetim Kurulu Başkanı diğer davacının 506 sayılı Yasanın 80. maddesi uyarınca sorumluluğunun olup olmadığı ve nihayet, prim borçları için gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağı konularına ilişkindir. Mahkeme, davacı şirketin prim borçlarının olduğunun tesbitine karar vermiş ancak, şirket yönetim kurulu başkanının ne prim ne de gecikme zammıyla sorumlu tutulamayacağı gibi, davacı şirketinde gecikme zammı ile değil sadece faiz ile sorumlu olduğu sonucuna ulaşmıştır. Şu duruma göre, ortaya çıkan uyuşmazlık "dört noktada toplanmakta olduğundan öncelikle, davacı şirketin prim borçlusu olup olmadığını saptamak, ikinci aşamada imkansızlık durumunu belirlemek, daha sonra şirket yönetim kurulu başkanının sorumluluk alanını ortaya koymak ve nihayet faiz konusu irdelemek gerekir.
 
Gerçekten, mahkeme kararında da gösterildiği üzere, Libya'da daimi işçi çalıştıran Türk işverenlerinin, Sosyal Sigortalar Kurumu'na karşı yükümlülükleri, yöntemince uygulamaya konulan, milletlerarası antlaşmalarla kabul edilmiş ve uzun vadeli sigorta kolları yönünden Türk Sosyal Sigortalar Kanunu sisteminin geçerliliği öngörülmüştür. Dairemizin 6.12.1994 günlü, 94/12169 E., 94/1 9857 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere işverenlerin prim borçları ve prim oranları konusunda, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa sisteminin uygulanması zorunludur ve bu yöne ilişkin mahkeme görüş ve kararı yerindedir. Öte yandan, olayda bir imkansızlık olup olmadığı konusuna gelince, bu yöne ilişkin gene mahkeme kararı doğrudur. Yukarıda gösterilen antlaşma hükümleri uzun vadeli sigorta kolları için prim ödeme yükümlülüğünün işverene ait olduğunu ve bunu ana ülke kuruluşuna, işverenin transfer edileceğini hükme bağlamıştır. Transferden amaç, prim borçlarının işverence Sosyal Sigortalar Kurumu kasalarına intikalidir. Bu primlerin, yabancı ara olarak ödenmesi gerekmediği gibi, Libya Merkez Bankası veya ilgili diğer makamların, bu prim borçlarının ödenmesi yönünden yükümlülükleri bulunmamaktadır. işverenler, ister prim borçlarını Türk parası olarak doğrudan Kuruma yatırırlar isterlerse Libya'dan havale suretiyle gönderirler. Kaldı ki Türkiye ve Libya Cumhuriyetleri Merkez Bankaları arasında da bu yönde antlaşma mevcuttur ve işverenin kimi istihkaklarını Türkiye Merkez Bankası aracılığıyla muntazaman gönderdiği açıkça saptanmıştır. Şu duruma göre primlerin ödenmesi yönünden ortada bir imkansızlıktan söz edilemez. Ne var ki, mahkemenin işveren A.Ş.nin prim borçlarından, yönetim kurulu başkanının sorumlu olup olmayacağı yönünde mahkeme görüşünü kabul etmek mümkün değildir. Gerçekten yönetim kurulu başkanlarının 80/son maddesine göre sorumlulukları özel yasa kuralı gereği belirlenmiştir. Oysa, bir sosyal güvenlik kuruluşu olan ve Anayasanın öngördüğü, ülke çalışanlarının bir bölümü, yönünden sosyal güvenliği sağlamakla yükümlü Sosyal Sigortalar Kurumu'nun prim alacaklarına yönelik kabul edilmiş bir uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır. Yasa koyucu, burada açıklanan prim alacakları yönünden özel yöntem veya güvence öngörmüş ve prim borçlarının ödenmesinden tüm tüzel kişiler üst yönetimleride sorumlu tutulmuştur. Davacının A.Ş. yönetim kurulu başkanı olarak, üst düzey yöneticisi olduğu tartışmasızdır. Burada, kendisine özgü özel amaçlı bir uygulama söz konusu olduğundan artık, genel nitelikte ticaret kanunu hükümlerine gidilemez ve sorun çözümlenemez. Davacının bu yönden de sorumluluğu açıktır."
 
Nihayet gecikme zammı konusunda da, mahkemenin ulaştığı sonuç yerinde bulunmamaktadır. Zira, işverenin sorumluluğunu belirleyen ve yasa hükmünü kazanan milletlerarası antlaşmalar açıkça, Libya'da daimi işçi çalıştıran Türk işverenlerinin sosyal sigortalar prim borçları yönünden Türk  sosyal güvenlik mevzuatının geçerli olacağını belirlemişlerdir. 506 sayılı Yasa sistemimizde ise, primlere ilişkin gecikme zammı öngörülmüş ve bunun dışında bir yöntem kabul edilmemiştir. Mahkemenin bu sistemin yerine yasal faiz kurumunu ikame etmesi usul ve yasaya uygun olmayıp bozma nedenidir.
 
O halde, davacı işverenin tüm temyiz itirazları reddolunmalı, davalı Kurumun işverenin gecikme zammı ile, yönetim kurulu başkanının sorumluluğuna ilişkin itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
 
S o n u ç Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davacıların tüm temyiz itirazlarının reddine, 2- Davalı Kurumun temyiz isteminin kabulü ile davalı işveren A.Ş.'in gecikme zammı ile sorumlu bulunması ve ayrıca, yönetim kurulu başkanı diğer davacının da prim ve gecikme zammı ile borçlu olması nedeniyle (BOZULMASINA), davalı avukatı yararına takdir edilen 750.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.12.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini