 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1994/14853
K. 1995/795
T. 31.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI
TAVANIN BELİRLENMESİ
BALTHAZARD FORMULÜ
KUSUR İNCELEMESİ
BİLİRKİŞİLERİN NİTELİKLERİ
SÜREKLİ İŞGÖREMEZLİK
KARAR ÖZETİ: Zararlandırıcı sigorta olayı sonunda açılan rücuan tazminat davalarında, ceza davasında kesinleşen maddi olgu gözönünde tutularak, işçi sağlığı ve işgüvenliği uzmanlarından oluşan heyete kusur incelemesi yaptırılmalıdır.
Rücu alacağının tavanını teşkil eden miktar belirlenirken, olayın vuku tarihindeki sigortalı kazancı ve ikramiyenin bu aya tekabül eden miktarı esas alınacağından, bu miktar yürürlükteki asgari ücretten fazla ise, önceki asgari ücretler de aynı oranda arttırılmalıdır.
Sürekli iş göremezlik raporu "Balthazard formülü" uygulanarak verilmişse iç ve dış tavanı teşkil eden miktarlar, davaya konu iş kazası sonucu oluşan, meslekteki kazanma kaybı oranına göre belirlenmelidir.
Sigortalının halen çalışması durumunda, yaşlılık aylığına hak kazanma üstün olasılığından dolayı, maddi zarara, pasif dönem zararı da katılarak, tavan fazla tesbit edilmemelidir.
Faiz başlangıç tarihi, infazda tereddüte yer vermeyecek açıklıkta olmalıdır.
(506 s. SSK. m. 19, 20, 21, 22, 26/1-2, 129)
(1086s. HUMK. m. 283)
İş kazası sonucu malül kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 96.274.617 liranın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılardan Ltd. Şti. ve Uğur avukatlarınca istenilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalıların rücu alacağından sorumluluğu madde de öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Hükme esas kılınan 23.7.1993 tarihli kusur raporunda, zararlandırıcı sigorta olayının vukuunda işveren vekili Uğur'a % 30, İlhan'a % 30, sigortalıya %40 oranında kusur verilmiştir. Söz konusu raporda gerekçesinden farklı olarak davalı işveren şirketin kusuru öngörülmemiştir. Öte yandan, hükme esas kılınan rapor ile ceza davasında davalılardan Uğur diğer 23.11.1992 ve 27.4.1993 tarihli raporlar arasında kusur oran ve aidiyeti yönünden çelişki mevcut olup bu çelişki ceza davasında kesinleşen maddi olgu göz önünde tutulmak ve işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden kusur incelemesi yaptırılmak suretiyle giderilmelidir. Kabule göre de davalı işverenin işçilerinin kusurundan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağından bahsile rücu alacağı ile yükümlü tutulması isabetsizdir.
3- Rücu alacağının tavanını teşkil eden miktarın belirlenmesinde zararın tesbit aşamasında sigortalının zararlandırıcı sigorta olayının vuku tarihindeki kazancının işyeri kayıtlarına göre ve ikramiyenin bu aya tekabül eden miktarı da gözetilmek suretiyle belirlenmesi ve yürürlükteki asgari ücretten fazlalığı oranında hüküm tarihinden (9.11 .1994) önce yürürlüğe giren tüm asgari ücretlerin de aynı oranda arttırılması gerekirken aksini öngören hesap raporunun hükme dayanak alınması hatalıdır.
4- Tavanın belirlenmesinde bilinmeyen dönemde arttırıma ve iskontolama işleminin yapılmasında matematiksel ilkelere aykırı biçimde 1994 yılından itibaren yıllık kazanç kaybı peşin değerinin sabit tutulması keza yerinde değildir.
5- Davada, sigortalıya 21 .10.1988 tarihinde maruz kaldığı işkazası nedeniyle % 67,39 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybına göre bağlanan gelirlerin peşin değeri istenmektedir. Sigortalı Hasan 8.10.1984 tarihinde vuku bulan işkazası sonucu % 1, 2, 21.10.1988 tarihinde vuku bulan dava konusu işkazası sonucu % 67 oranında meslekte kazanma gücünü yitirerek sürekli işgöremez duruma girmiş ve Kuruma sigortalıya gelir bağlanmasında "Balthazard Formülü"nce bu iki güç yitirme oranları birleştirilerek toplam % 67,3 meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre gelir bağlanmıştır. Bu durumda, iç ve dış tavanı teşkil eden miktarların dava konusu 21 .10.1988 tarihinde vuku bulan iş kazası sonucu sigortalıda oluşan meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre belirlenmesi gerekirken aksinin kabulü yerinde değildir.
6- Davalı taraf iş kazasına uğrayan sigortalının meslekte kazanma gücü kaybı oranı hakkında Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarından alınmış rapor üzerine yapılmış tesbite itiraz edildiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 109. maddesi çevresinde öncelikle Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'ndan rapor alınması, ilgililerce buna itiraz edilmesi halinde Tıp Meclisi'nden rapor alınmak suretiyle meslekte kazanma gücü kaybı oranı tesbit edilmesi ve bu raporun Sosyal Sigortalar İşletme Tüzüğü çevresinde düzenlenmesi ve Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporundan farklı sonuçlara varılmışsa bunun nedenlerinin izah edilmesi gerekirken, bu yolda işlem yapılmaması da hatalıdır.
7- kabule göre de, tavanı teşkil eden miktarın belirlenmesinde her ne kadar sigortalıda saptanan meslekte kazanma gücü oranı %67,39 ise de, sigortalının kaza tarihinden sonra ve halen işyerinde çalıştığına dair bordroların davalı tarafça ibraz edilmesi karşısında sigortalının çalışarak ileride yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık dahilinde bulunmasına rağmen maddi zarara pasif dönem zararınında katılması suretiyle tavanın fazla tesbiti de isabetsizdir.
8- Faiz başlangıç tarihlerinin hüküm fıkrasında Hukuk Usulü Muhakemelen Kanunu madde 389 uyarınca infazda tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta belirtilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), davalılar Ltd. Şti. ve Uğur avukatı yararına takdir edilen 750.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.