 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/10281
Karar no : 1995/1710
Tarih : 21.02.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalılardan TRT Genel Müdürlüğü'ne bağlı işyerinde ücret karşılığı geçen çalışmalarının tesbiti ile bu sürelerin sigortalı hizmetlerden sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi R. Ruh Kırbaş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Davacı, 1.10.1988-4.6.1992 tarihleri arasında TRT Kurumu Televizyon Müdürlüğü'nde muhasebe elemanı olarak, hizmet aktiyle çalıştığından bahisle, Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamından sigortalı sayılması geretiğinin tespitini istemiştir.
506 sayılı Kanunun 2. maddesi hükmüne göre bir hizmet aktine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar. Hizmet aktinin unsurları hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, hizmet aktinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunulması, edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. İstisna aktinde ise bir eserin ücret karşılığında yaratılması sözkonusudur. İstisna aktinde ücretin tesbitinde eser gözönünde tutulur. İş sahibinin talimat verme yetkisi ise elde edilecek sonuç içindir. Halbuki hizmet aktinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, işe başlayış ve sona eriş saatinin işverence tesbiti biçimindedir. Giderek, istisna aktinde işin işyerinde görülmesi zorunlu değildir.
Dava konusu olayda, dosyaya ibraz edilen istisna sözleşmesi başlığını içeren sözleşmelerden davacının muhtelif proğramlarda yönetmen yardımcısı, kostüm, aksesuar, pordüksiyon amir yardımcısı gibi işler yaptığı belirtilmiş olup çalışma süreleri ve yapılacak ödeme miktarları ise değişkendir. Ne var ki, sözleşmeler suret olup bazıları sigortalı imzasını içermemektedir.
Öncelikle sözleşmelerin asılları ile davacıya ait tüm ödeme makbuzları celp edilmeli giderek, davacının TRT Kurumu'ndaki çalışma biçimi, sözleşmelerde öngörülen işlerde çalışıp çalışmadığı sonutlaştırılarak saptanmalıdır. Bu meyanda 29.1.1992 tarihli Çalışma Müfettişi Raporunda öngörülen saptamalar tüm işyeri kayıtları getirtilip, işyeri yetkilileri ile çalışma arkadaşları dinlenmek suretiyle hizmet aktinin yukarıda öngörülen unsurlarının davacı yönünden gerçekleşip gerçekleşmediği, başka bir ifade ile hizmet akti ile çalışıp çalışmadığı, çalışmışsa süresi dosyada mevcut Sosyal Sigortalar Kurumu'na verilen bildirgeler ile sözleşmelerdeki süreler karşılaştırılarak tek tek belirlenmelidir. Giderek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 275. maddesindeki "Hakimlik mesleğinin gerektiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez..." hükmü de gözönünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma ve incelemeyle yetersiz tanık anlatımlarına dayanılarak ve kabule göre de dosyada mevcut istisna sözleşmeleri sürekli çalışmayı öngörmemesine, TRT Kurumu tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu'na verilen dönem bordrolarında ayda en fazla 10 gün çalışılmış gibi bildirimlerin yapılmasına rağmen, imzalı ve imzasız sözleşmeler ile imzalı işe giriş bildirgesi ve bildirimler tek tek karşılaştırılıp aksi eşdeğerde delillerle kanıtlanmadan 1.10.1988-4.6.1992 tarihleri arasında sürekli çalışmanın kabulü ve usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılardan bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/02/1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.