 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1992/301
K: 1992/6164
T: 01.06.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 20.10.1988 tarihinden itibaren hizmet akdiyle geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Erkan Ertürk tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davacının 20.10.1988 - 7.10.1991 tarihleri arasında, Kuruma bildirilmeyen sigortalılık süresinin saptanmasına ilişkin talebi mahkemece, feragat nedeniyle reddedilmiştir.
Gerçekten davacı, mahkemeye verdiği dilekçe ve bunu doğrulayan 14.11.1991 günlü oturumdaki açık beyanıyla; davalı işverenden tüm işçilik haklarını aldığını ve bir alacağı kalmadığını kabul ederek, görülmekte olan, bu davadan dahi vazgeçtiğini bildirmiş ve hüküm buna göre kurulmuştur. Başka bir anlatımla, davacı, bu feragatı ile sosyal güvenlik haklarından dahi vazgeçtiğini vurgulamış, mahkeme de aynı doğrultuda karar vermiştir.
Oysa, Sosyal Güvenlik, uluslararası hukuk belgelerinde ve çağdaş anayasalarda, temel bir hak niteliğinde görülerek, "ekonomik ve sosyal haklar" kategorisinde düzenlenmiştir. Toplumun tüm bireylerini kapsamına alma çabalarının bir sonucu olarak sosyal güvenlik temel bir insanlık hakkı görünümü kazanmıştır. T.C. Anayasası'nın 60. maddesi ile, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu kabul edilmiş ve Devletin, bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alması öngörülmüştür.
İşte Sosyal Sigortalar da, ülkemiz açısından, çalışan nüfusun bir bölümünün sosyal güvenliğini sağlayan araçlardan biri olarak oluşturulmuş ve kendisine anayasal görevler yüklenmiş bir Kurum biçiminde ortaya çıkmıştır. Sosyal Sigortalar özel türden bir sosyal güvenliktir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı bir temel güvenlik hakkından vazgeçilemez ve başkalarına devredilemez. Nitekim Sosyal Sigortalar Kanunu, 6. maddesiyle bu ilkeyi aynen benimsemiş ve hüküm altına almıştır.
Kamu hukuku içerisinde yeralan Sosyal Sigortalar Hukukunun, doğrudan kamu düzenine ilişkin sigortacılık hakkından vazgeçilemeyeceği düşünülmeksizin davanın kabulü anayasal sosyal güvenlik sistemi ile buna göre oluşturulan 506 sayılı Yasanın 6. maddesine aykırıdır.
Mahkemece yapılacak işlem, anılan yasanın 79/8. maddesi uyarınca işin esasına girmek ve toplanacak delillerin sonucuna göre davacının sigortalılık haklarını belirlemekten ibarettir.
Şu duruma göre, davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz istemleri kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (bozulmasına) 1.6.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|