 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1991/9219
K. 1992/1248
T. 10.2.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YURT DIŞI HİZMETLERİNİN BORÇLANMASI
- DAVA TARİHİNDEKİ KUR ÜZERİNDEN
KARŞILIĞI
ÖZET : 3678 sayılı Kanun geçici madde 1 uyarınca Borçlar Kanunu m. 83'deki değişiklik, önceki işlemlere uygulanmayacağı ve değişiklik hükmü 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe girdiği için bu olayda tatbik kabiliyeti yoktur.
(818 s. BK. m. 83)
Davacı, yurtdışı hizmet borçlanması amacıyla yatırdığı toplam 8610 DM.'in dava tarihindeki kur üzerinden karşılığı 17.000.000.- TL.nin ticari faizi ile birlikte davalı Kurum'dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının, Almanya'daki hizmetlerini, 2147 sayılı Kanun m. 4 uyarınca borçlandığı, borçlanma parasının 7700 DM.'lık bölümünü 20.4.1979 tarihinde Kurum'a ödediği, bakiyesini ödemediği ve bu nedenle 13.5.1983'de Kurum'un borçlanma işlemini iptal ettiği, bundan sonra, davacının, bakiye 910 DM.'ye tekabül eden borcunu 24.5.1983 gününde ödemeye talip olmuş ve Kurum'a göndermiş ise de, Kurumun bunu kabul etmediği ve bugünkü tavan ücretten yeniden borçlanma talep ederse bunu kabul edebileceğini 28.7.1983 tarihinde davacıya bildirdiği, davacının bu konuda yeniden talepte bulunmadığı ve fakat, 7700+910 D. Mark'ın dava tarihindeki kur üzerinden karşılığı 17.000.000 TL.nın, dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte, davalı Kurum'dan tahsili için, işbu davayı açtığı, davalının 910 DM. kabul etmediklerini, 7700 DM. karşılığının ödenmesi için bankaya talimat verdiklerini davacının almadığını, borca karşı ödemede meblağın, D. Mark olarak faiziyle ödeneceğine ilişkin olarak 506 sayılı Kanunda bir hüküm bulunmadığını savunduğu, Kurum veznesine 7700 D. Mark'ın girdiği, 910 Mark'ı davacı göndermişse de, Kurum'un bu meblağı kabul etmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
910 D. Markı Kurum kabul etmediği, iade ettiği için, davanın bu kesiminin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir. 7700 D. Marka ilişkin talebe gelince: Borçlanma işleminin 13.5.1983 tarihinde iptal edildiği davada uyuşmazlık konusu değildir. Davacının yeni bir borçlanma isteğinde bulunmadığı da ortadadır. İşlemin iptal edildiği, 13.5.1983 tarihinde ve o tarihteki kur üzerinden, Kurum için, borçlanma parası olarak yatırılan 7700 D. Mark'ın Türk Parası karşılığını geri verme borcunun doğduğu da belirgindir. Öte yandan, bu meblağı davalı Kurum 10.10.1990 tarihinde davacı emrine hazır bulundurduğundan, 13.5.1983 - 10.10.1990 dönemi için 13.5.1983 tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak 7700 DM. karşılığı Türk Parasıyla ilgili olmak üzere davacı yararına faiz alacağının oluşacağı da doğaldır. 10.10.1990 tarihinden sonra davacı Kurumun bankada emrine hazır bulundurduğu meblağı kabul etmediğinden, bu tarihten sonrası için faiz talebinde bulunamaz. Ancak, 7700 DM.'nın 13.5.1983'deki kur üzerinden karşılığı olan meblağla, Kurum'un bankada davacı emrine hazır bulundurduğu meblağ arasında bir fark var ise, o kısım için faiz istenebileceği de kabul edilmelidir.
Öte yandan, 3678 sayılı Kanun geçici m. 1 uyarınca, Borçlar Kanunu m. 83'deki değişiklik, önceki işlemlere uygulanamayacağı ve değişiklik hükmü 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe girdiği için, bu olayda tatbik kabiliyeti yoktur.
İşbu fiili ve hukuki gerçekler gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BO-
ZULMASINA), 10.2.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.