 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1991/4725
K: 1992/11645
T: 07.12.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, işkazasında yaralanan sigortalı işçiler için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ali Göcen tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davacı Sosyal Sigortalar Kurumunun, sigortalı işçiye iş kazası sonucu yapmış harcamalar tutarının, işverenden rücuan alınmasına ilişkin istemi mahkemece, işverenin bir kamu kuruluşu olması nedeniyle, 3533 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca uyuşmazlığın tahkim esaslarına göre çözümleneceğinden bahisle görev yönünden reddolunmuştur.
Oysa, Sosyal Sigortalar Kurumunun, koşulların mevcut olması durumunda, işkazası nedeniyle ve sigortalı işçiler yönünden yapmak zorunda kaldığı giderler tutarının işverenden geri alınmasına ilişkin istem hakkı 506 sayılı yasanın 26. maddesinden kaynaklanmaktadır. Sözü edilen yasa kuralına göre, kimlerin ve hangi koşullarla, rücu davası yoluyla sorumlu tutulabileceği ancak yapılacak yargılama sonunda ortaya çıkabilmekte ve gene aynı yasanın 134. maddesine göre bu tür uyuşmazlıklar da yetkili iş mahkemelerinde çözümlenebilmektedir. Kısaca dava konusu olayda olduğu gibi, ortada, yargılama faaliyetini gerektiren ve çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık varsa ve bunun çözüm yeri de özel yasa hükmü uyarınca açıkça belirlenmişse, artık uyuşmazlık burada çözümlenmelidir. Bu durumda, artık uygulama alanı son derece sınırlı "hakem" usulüne başvurulamaz. Nitekim, T.C. Anayasası 9. maddesinde yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerde olduğu temel ilke olarak belirlenmiş 36. maddesinde ise hiçbir mahkemenin görev ve yetkisi içerisindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağını hükme bağlamıştır. Şu duruma göre, uyuşmazlığın yetkili ve görevli iş mahkemesinde çözümlenmesi zorunlu iken, görev yönünden davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenilir.
O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 7.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.