Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1991/3846
K: 1991/3846
T: 13.06.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Davacı, Kurum kararının iptaliyle 1.1.1989 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
KARAR : Davacının, 30.8.1966-21.1.1984 tarihleri araında Federal Almanya'da çalıştığı ve 6262 gün prim ödediği ve bu çalışmaları 3201 sayılı Yasa uyarınca yöntemince borçlandığı ve 3279 sayılı Kanunla değişik (506 sayılı K. m. 60/F-4-2. cümle) gereğince de, 27.9.1962-28.10.1964 tarihleri arasındaki askerlik hizmetini borçlanarak primlerini ödediği, 31.10.1989 tarihinde kuruma başvurarak yaşlılık aylığı bağlanmasını istediği, Kurum'un, isteği, sigortalılık süresine ilişkin koşulun gerçekleşmediği savıyla reddetmesi üzerine, davacının işbu dava ile, Kurum işleminin iptalini ve aylık bağlanmasını talep ettiği konularında taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık, 506 sayılı Kanun m. 60/a-c'deki sigortalılık süresine ilişkin koşulun oluşup oluşmadığı konusundadır.
Gerçekten, davacı 55 yaşını doldurmadığından, anılan madde kapsamına girmekte ve bu nedenle "..25 yıldan beri sigortalı bulunma.." koşulu davada önem kazanmaktadır. Prim ödeme gün sayısına ilişkin koşul ise oluşmuştur.
Davacının 25 yıldan beri sigortalı bulunup bulunmadığının saptanması işleminin, sigortalılık süresinin saptanması anlamına geldiği kuşkusuzdur.
Sigortalılık süresinin ne şekilde saptanacağı konusu, 506 sayılı K. m. 108'de düzenlenmiştir. Aykırı bir hüküm bulunmadıkça sigortalılık süresinin anılan maddeye göre belirlenmesi gerekir. Bu maddeye göre "..sigortalılık süresinin başlangıcı," ..yaşlılık sigortasının.. uygulanmasında sigortalılık süresinin başlangıcı bu Kanun'a tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir".
Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süresi ise, sürenin yukarıda açıklanan başlangıç tarihi ile, sigortalının, tahsis yapılması için istekte bulunduğu tarih arasında geçen zaman kesitinden ibaret olacaktır.
Ne var ki, sigortalının Türkiye'de sigortalı çalışması bulunmadığı ve bu olayda olduğu gibi, tahsiste sadece askerlik borçlanması ile yurtdışı hizmet borçlanmasıyla yetinilmesi gereken hallerde, sigortalılık süresinin ne yolda belirleneceği konularında, 3201 sayılı Kanun m. 5 ile 506 sayılı Kanun'un değişik m. 60/F-3'de istisnai hükümler vardır. Bu hükümler, sigortalılık süresinin m. 108'deki şekilde belirlenmesine engeldir. 3201 sayılı Kanun m. 5/son fıkra hükmüne göre ".. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi borçlarının tamamen ödedikleri tarihten, borçlanılan gün sayılı kadar geriye götürülen tarihtir.." Bu hüküm uygulandığında, borcun tamamen ödendiği tarih olan 4.7.1989 gününde, borçlanılan 17 yıl, 22 gün geriye gidildiğinde, 12.2.1972 tarihine ulaşılmaktadır. Borçlanılan askerlik dönemi bu tarihten önceye rastladığından, 506 sayılı K. m. 60/F-3'deki "..Bu kanuna göre tesbit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde sigortalılığın başlangıç tarihi borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür "hükmü gereğince, 2 yıl 1 ay, 1 gün askerlik süresi kadar geriye gidildiğinde, sigortalılık başlangıcı 11.1.1970 olarak belirlenecektir. 3201 sayılı Kanun'un, 506 sayılı Kanun'un ek ve tadillerden olduğu Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşmelerinden olmakla, fıkradaki bu kanun sözcüğünün 3201 sayılı Kanunu dahi kapsadığı ortadadır. 11.1.1970 tarihi ile tahsis talep tarihi arasında 25 yıllık süre geçmemiş bulunduğundan, 60/a-c madde koşulları oluşmamıştır.
Hükmün bu gerekçeyle onanması gerekir.
 
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan gerekçeyle ONANMASINA, 13.6.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini