 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1991/3730
K: 1991/5299
T: 28.05.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Prim tahakkukunun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflarca istenilmesi ve davacı Avukatınca mürafaa talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.05.1991 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Mustafa Özbalak ile karşı taraf adına Avukat Nurper Oruç geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hakimi Neslihan Sever tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davacı "Kültür hizmetleri sanayi ve Ticaret A.Ş." adlı işverinin, vekilidir. İşverinin, 1984/1-12 ve 1985/6 aylarına ilişkin prim borcu ve gecikme zammı, davacı işveren vekilinden istenilmiş, ve adı geçen ihtirazi kayıt dermeyan ederek borcu ödemiş ve işbu dava ile, ödediği prim, gecikme zammı, faiz ve giderlere ilişkin olarak borçlu bulunmadığının tesbiti ve yatırılan paraların, o tarihten itibaren faizleriyle beraber istirdadı istenilmiştir.
3203 sayılı Kanunun yürülüğe girdiği 01.06.1985 tarihinden önceki dönemde, işveren vekili sıfatını taşıyan kişilerin, işverinin prim borcu ve teferruatından sorumlu olmadıkları ortadadır. Zira, 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde "İşverenin bu konuda belirtilen ve mali olmayan yükümlerinden dolayı aynen işveren vekili de sorumludur" denilmiştir. Prim borcu ve teferruatına ilişkin yükümlülük, mali nitelikte olduğundan "mali olmayan yükümlülük" kapsamına girmemektedir. Ve uygulamada bu yolda biçimlenmiştir. Maddenin anılan fıkrası, 3203 sayılı Kanunla "işveren vekili, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur" şeklinde değiştirilmiş ve işveren vekilin mali yükümlülüklerden sorumlu olmayacağı yollu kural kaldırılmış, sorumluluk mali konulara da teşmil edilmiştir. Diğer bir deyimle, işveren vekilinin sorumluluğu konusundaki ayırıma son verilerek, sorumluluk sınırı genişletilmiştir. Değişikliğin, işveren vekillerinin işin yürütümünde daha dikkatli olmalarının ve iş hayatının düzen ve verimliliğinin, işçi sağlığı ve güvenliğinin ve işverenin Kuruma karşı yükümlülüklerinin eksiksiz yerine getirilmesinin temini amacıyla yapıldığı belirgindir.
Ne var ki, yeniden yükümlülük getiren kuralların, geriye yürütülmesi ve o sonucu verecek tarzda, yorumlanması da onamaksızdır. Yükümlülüğü getiren 3203 sayılı Yasada, kuralın geriye yürütüleceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
Yürülük tarihi olan 01.06.1985 tarihinden sonraki döneme ilişkin (Haziran 1985) istemin reddi 3203 sayılı Kanunla değişik, 506 sayılı Kanun m:4'e uygundur. Fakat, bundan önceki 1984/1-12 dönemine ait primlerden sorumluluk meselesinin, borcun zamanı vukuundaki yasaya, yani 3203 sayılı Kanunla değişiklikten önceki 506 işverinin prim borcunu işveren vekiline ödetmek yetkisine sahip değildir. Kaydı ihtirazı ile ve fuzulen ödenen meblağın Kurumdan istirdadı gerekir.
Bu çevrede araştırma yapılarak sonucuna göre, davanın bu kesiminin kabulüne karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde reddi isabetsizdir.
1985 Haziran dönemine ilişkin reddedilen kesim için davalı yararına nisbi Avukatlık ücretine hükmedilmemiş bulunması da usul ve kanuna aykırıdır.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı Avukatı yararına takdir edilen 250.000,- TL duruşma Avukatlık parasının davalıya, davalı Avukatı yararına takdir edilen 250.000,- TL duruşma Avukatlık parasının da davacıya yükletilmesine ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine oybirliği ile karar verildi.