Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1991/332
K. 1991/7461
T. 1.10.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ÜST GÖSTERGE TABLOSUNDAN AYLIK
BAĞLANMASI TALEBİ
 
ÖZET : Davacı 29.8.1988 tarihinde aylık bağlanması içinKuruma başvurmuştur. Bu durumda 506 sayılı Kanunun geçici 69. maddesinde öngörüldüğü şekilde 3395 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takibeden yıl başından, diğer bir deyimle 1.1.1988 tarihinden itibaren enaz bir takım yılı dolduktan sonra yapılmış bir istek sözkonusu olmadığından, geçici 69. maddenin uygulanması ve üst gösterge tablosu ile ilgilendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Kurumun davacıya normal gösterge tablosuna göreaylık tahsis etmesi doğrudur. Öte yandan, normal göstergetablosundan aylık bağlanırken, göstergenin sözü edilenKanunun 61/B. maddesi uyarınca belirleneceği ve ortalama yıllık kazanan bulunmasına esas olacak son beş takvimyılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarını, anılan yasanın 78. maddesindeki üst sınırları geçmeyeceği belirtilmiştir.
(506 s. SSK. m. 69, 78, 61/B)
Davacı, 1400 göstergeden aylık bağlanmasının hatalı olduğundan bahisle, 3700 göstergeden aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
 
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
 
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
 
Davacı, kendisine üst gösterge tablosunun 3700 göstergesinden aylık bağlanması gerekirken, normal gösterge tablosunun tavanı olan 1400 göstergeden aylık bağlanmasının hatalı olduğundan bahisle Kurum işleminin düzeltilmesini ve üst göstergeden aylık bağlanmasını istemektedir.
 
Davalı, işlemin doğru olduğunu savunmuş ve mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı Kurum temyiz etmiştir.
 
Davacının 1.2.1963-1.2.1969 döneminde 1044 gün, Türkiye'de sigortalı çalışmaları bulunduğu ve 1.9.1976-1.1.1987 döneminde ise Almanya'da çalıştığı, 3720 günlük işbu hizmet kesimini, 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlandığı, 29.8.1988 tarihinde yaşlılık aylığı tahsisini istediği ve kendisine 1.9.1988 tarihinden itibaren normal gösterge tablosunun tavanını oluşturan 1400 göstergesi üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
 
Davacının 29.8.1988 tarihinde aylık bağlanması için kuruma başvurmuştur. Bu durumda 506 sayılı Kanunun geçici 69. maddesinde öngörüldüğü şekilde, 3395 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takibeden yıl başından, diğer bir deyimle 1.1.1988 tarihinden itibaren enaz bir takvim yılı dolduktan sonra yapılmış bir istek sözkonusu olmadığından, geçici 69. maddenin uygulanması ve üst gösterge tablosu ile ilgilendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Kurumun, davacıya normal gösterge tablosuna göre aylık tahsis etmesi doğrudur. Öte yandan, normal gösterge tablosundan aylık bağlanırken, göstergenin sözü edilen Kanunun 61/B maddesi uyarınca belirleneceği ve ortalama yıllık kazancın bulunmasına esas olacak son beş takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarını, anılan Yasanın 78. maddesindeki üst sınırları geçemeyeceği ortadadır. Başka bir anlatımla, yurtdışı borçlanma primine tekabül eden kazançlar 78. maddedeki üst sınırlardan yüksekte olsa dahi, sınırı aşan fazlalık aylığa esas gösterge tespitinde dikkate alınmayacaktır. Borçlanmaya esas prim tutarına tekabül eden yıllık kazancın, üst sınırı aşmasına rağmen, yasa koyucunun böyle hallerde, gösterge tespitine ilişkin ayrık hükümler getirmemesi bilinçli bir suskunluk olup, borçlanılan hizmet dönemlerine ilişkin primlerin, hizmetin geçtiği yıllarda, kurumca tahsil edilememiş ve nemalandırılamamış olmasının sakıncalarını gideren bir denkleştirme düşüncesine dayanmakta olduğundan, haksız ve adaletsiz sayılamaz.
 
İşbu fiili ve hukuki gerçekler gözetilmeksizin, davanın reddi yerine, yazılı düşüncelerle kabulü, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
 
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
 
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 1.10.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini