 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1991/15935
K: 1993/6596
T: 15.06.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, meslek hastalığı sonucu malül kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Neslihan Sever tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık Hamza Erdoğan'ın meslek hastalığına yakalanması sebebi ile davalı işverenin sorumluluk oranının ne olduğu ve davacı Kurumun, sigortalıya yaptığı tahsislerin peşin sermaye değeri ile ödediği geçici işgörmezlik ödeneğini rücu yolu ile işverenden isteyip isteyemeyeceğine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı K.nun 26 maddesidir. İşveren ve işçinin, meslek hastalığının oluşmasında kusurlu olup olmadıkları, kaçınılmazlık oranının ne olduğunun tesbitinin İş Yasasının 73.506 sayılı K.nun 26. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çevresinde incelenmesi gerekir. Dosya içeriğine göre sigortalı işçinin bu işyerinde 1966-1967 ile 1971 - 1988 devresi çalıştığı, 10.3.1988 de maluliyetinin % 19.2 olduğu anlaşılmaktadır. Bu gibi yerlerde çalışan işçilerin tozun meydana getireceği hastalıklara bir miktar maruz kalabilecekleri, ancak işveren tarafından işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması ve işçilerin de gerekli önlemlere uyması halinde 30-35 yıl gibi uzun süre çalışılması durumlarında işin nevine göre % 10-15 oranında kaçınılmaz olarak meslek hastalığına yakalanabileceği dünye istatistiklerine göre mümkün bulunmaktadır. Dava konusu olayda ise hükme dayanak yapılan 20.2.1991 tarih ve Prof. Dr. Senai Saltoğlu ve arkadaşlarınca düzenlenen bilirkişi kusur raporunda sigortalı işçinin kusuru olmadığının belirtildiği, davalı TKİ-OAL işverenine ise % 15.88 oranında kusur verildiği % 84.12 oranında ise bir nevi kaçınılmazlık öngörüldüğü anlaşılmaktadırki, çalışılan süre ve dünye istatistiki verileri nazara alındığında bu kadar kaçınılmazlık oranının kabulü mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.6.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.