 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1991/1442
K: 1991/2470
T: 12.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalı Kurum işleminin iptaliyle 1.9.1988 tarihinden itibaren tarım sigortası aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davada, sonuç itibariyle, davacıya, 1.9.1988 tarihinden geçerli olmak üzere tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık aylığı tahsisi ile, aksini öngören Kurum işleminin iptali istenmektedir.
Mahkemece, Bağ-Kur sigortalılığı döneminde yapılan askerlik borçlanmasının da fiili hizmet olarak değerlendirilmesiyle hizmetlerin birleştirilmesinde son 7 yılda en fazla hizmetin Bağ-Kur sigortalılığında olduğu, herne kadar tarım sigortalılarının işlemleri davalı Bağ-Kur tarafından yapılıyorsa da, tabi oldukları Kanunların ayrı olmaları bakımından Kurum işleminin yasaya uygun bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının 1.1.1987 ile 7.7.1987 tarihleri arasında Bağ-Kur tarım sigortalısı olduğu, bu süre içerisinde 2.3.1987 tarihinde 2926 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi hükmüne göre sigortalı olduğu tarihten geriye doğru 10 yıllık süreyi borçlanarak borç tutarını 15.7.1987 tarihinde yatırdığı, daha sonra 7.7.1987 ile 25.9.1987 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu, bu sürede 1942 ile 1945 yılları arasındaki 3 yıl 4 ay 24 günlük askerlik süresini borçlanarak borç tutarını ödediği, bunu takiben tekrar 25.9.1987 tarihinde 2926 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur tarım sigortası olduğu, bu durumun, yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu 29.8.1988 tarihine kadar devam ettiği, dosya içeriğindeki delilerle sabittir. Davada ihtilaf konusu olan husus, sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi hakkındaki 2829 sayılı Kanunun 8. maddesinin davacı yönünden uygulama olasılığı olup olmadığı konusundadır. tarım sektöründe kendi nam ve hesabına çalışanlara sosyal sigorta yardımları sağlayan 2926 sayılı Kanunun ayrı bir sosyal güvenlik kurumu eliyle yürütülmemektedir. 2926 sayılı Kanunun 62. maddesi hükmüne göre de "Bu Kanunu 2.9.1971 tarih ve 1479 sayılı Kanunla kurulmuş bulunan Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurum (Bağ-Kur) uygular. Giderek, 2829 sayılı Kanunun hizmet sürelerinin berlişterilmesine ilişkin 4. maddesinde Kurumlara tabi hizmet sürelerinin birleştirileceğinden bahsedilmektedir. Öte yandan, aynı Kanunun 2. maddesinde kurum deyiminin maddede yazılı sosyal güvenlik kuruluşlarını ifade ettiği belitilmiştir. Maddede, 2926 sayılı Kanunun adı doğrultusunda ayrı bir kuruluşa yer verilmemiştir. Bu nedenle davacının hizmet süreleri ise tek bir sosyal güvenlik kurumunda geçmiş olmaktadır. Bu itibarla çeşitli sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmetlerin birleştirilmesine ilişkin 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmünün dava konusu olayda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki, çeşitli sosyal güvenlik kurumlarında olmasa bile, aynı Kurumda, diğer ifade ile Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumunda ancak 1479 sayılı Kanun ile 2926 sayılı Kanuna tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesinde; farklı sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmet sürelerinin bileştirilmesine ilişkin 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi yerine 2926 sayılı Kanunun özel hüküm niteliğinde olup 2829 sayılı Kanunun anılan maddesi yerine geçen 44. maddesi hükmü uygulanacaktır. Başka bir ifade ile 2926 sayılı Kanuna tabi olarak geçen hizmet süreleri ile 1479 sayılı kanuna tabi olarak geçen hizmet süreleri aynı Kuruma tabi hizmetler olmaları itibariyle 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmü uygulanmaksızın birleştirilecektir.
Davacının kişisel durumu bakımından; 2926 sayılı Kanunun yaşlılık aylığından yararlanma şatlarını düzenleyen 17. maddesi son fıkrasında öngörülen talep tarihi itibariyle 55 yaşın ikmali ve 15 tam yıl sigorta primi ödeme koşullarının gerçekleşmiş bulunması karşısında 1.9.1988 tarihinden itibaren kısmi aylığa hak kazandığının tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde davanın reddi yolunda hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.