 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E. 1991/12320
K. 1992/4251
T. 14.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HİZMET TESBİTİ
KAT MALİKLERİNE HUSUMET YÖNELTİLMESİ
ÖZET: Sigortalı çalışmalarına sahip çıkılan kimse ile tüm kat maliklerine husumet yöneltilmesi, bu doğrultuda davaya yöntemi nce dahil ettirilmeleri için delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak, bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuçuyarınca bir karar verilmesi gerekir.
(506 s. SSK. m. 79/8)
(634 s. KMK. m. 34)
Davacı, Gümüş Apartmanı işyerinde 4.8.1974-1.3.1979 tarihleri arasında geçen ve eşi Ziya adına sigorta primleri yatırılan çalışmaların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Sosyal Sigortalar Kurumu avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelerden açıkça anlaşıldığı üzere tespiti istenilen sürelerden 4.8.1974-31.12.1975 tarihleri arasında kalan kesim için davalı Kurum'a yapılmış herhangi bir bildirim veya yatırılmış pirim mevcut bulunmadığı gibi Kurumca gerçekleştirilmiş, çalışıldığı yollu bir saptama da söz konusu olmadığından, bu kısma yönelik davanın yasal dayanağının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79/8. maddesi olduğu doğrudur.
Ne var ki, davada 1.1.1976-1.3.1979 tarihleri arasında geçen ve Kurum kayıtlarında davacının eşi Ziya adına gözüken sigortalı çalışmaların da, davacı Şirinaz'a ait olduğunun saptanması istenildiğine göre, belirlenen şu niteliği itibariyle bu kesime yönelik istemin yasal dayanağının 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesi olmadığı da açıktır. Böyle olunca da, sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı ve özellikle de devredilemez bir hak olduğu, giderek bu tür davaların sözü edilen özellikleri itibariyle Özel bir duyarlılığı gerektirdiği de gözetilerek, bu tür ilamın alınması için açılmış davada, yerine çalışıldığı iddia olunan ve böylece sigortalı çalışmalarına sahip çıkılan Ziyanın taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur.
Diğer taraftan, çalışıldığı iddia olunan apartman işyerinin 4 daire ve 1 dükkandan oluşan 5 bağımsız bölümden ibaret olduğu, halbuki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesi hükmü gereğince, bağımsız bölümü 8'den daha az olan apartmanlarda, yönetici atanması zorunluluğunun bulunmadığı ve bu gibi hallerde de, mevcut ise apartman yöneticisine husumet yöneltilmesine yasaca cevaz bulunmadığı gözönünde tutularak, işveren olarak apartmanın bağımsız bölüm maliklerinin tümüne husumet yöneltilmesinin gerektiği de açıktır.
Bu durumda, sözü edilen Ziya ile tüm kat maliklerine husumet yöneltilmesi, bu doğrultuda davaya yöntemince dahil ettirilmeleri için davacıya mehil verilmesi ve adı geçenlerden davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, noksan inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMAS1NA), 14.4.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.