 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1991/11848
K: 1991/11641
T: 26.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalılardan Orman Genel Müdürlüğüne bağlı işyerinde asgari ücretle geçen çalışmalarının tesbitiyle, bu sürelerin sigortalı hizmetlerden sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar Avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davada, davalı işveren Orman İdaresine ait işyerinde geçen ve diğer davalı Kuruma bildirilmemiş bulunan bir kısım çalışmaların sigortalı hizmet olduğunun tesbitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkeme, isteği aynen hüküm altına almıştır.
Eski hizmetlerin saptanmasına yönelik bu tür davaların, sözü edilen özellikleri ve Kamu düzenine ilişkin bulunmaları nedeniyle özel bir duyarlılığı ve özenle yürütülmesini gerektirdiği, hakimin göreci icabı gerçeği saptamak yönünden delilleri resen toplamakla yükümlü ve zorunlu bulunduğu açıktır. Dairemizin ve Yargıtay'ın yerleşmiş görüş ve uygulamaları da bu doğrultudadır. Böyle olunca da, geçmişteki uzun yıllara yönelik bulunan istemin bu niteliği itibariyle insan hafızasının o tarihlere kadar uzanamaması olasılığı karşısında sadece iki tanığın başkaca hiç bir bilgi ve belgeyle tamamlanmayan ve doğrulanmayan yetersiz kuşkulu ve mücerret beyanına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş bulunması isabetli sayılamaz.
Bu durumda, mahkemece soruşturma derinletilmek suretiyle işyerinin resmi bir Devlet Kuruluşu olması nedeniyle istemi içeren tarihlerde şayet çalışılmış olunsaydı, ücret ödeneceği ve bu ücretlerden sigorta primi kesileceği, ayrıca ücret bordrosu, prim bildirge ve bordroları gibi belgelerinde düzenleneceği ve bütün bunların, diğer davalı Kuruma intikal ettirileceği gerçeğinden hareketle eğer çalışma gerçek ise dosya içeriğine nazaran, işveren idarenin bu işlevini yerine getirmemesinin nedenleri soruşturulup saptanmalı ve açıklığa kavuşturulmalıdır. Diğer taraftan tanık sözlerinin doğruluk derecesini ve inandırıcılığını belirlemek amacıyla dinlenen bu tanıkların, söylediği gibi gerçekten o tarihlerde aynı işveren idarenin emrinde ve bu işte çalışıp çalışmadıkları her iki davalı idare ve Kurumda mevcut kayıtlar ve bilgiler yardımıyla araştırılıp saptanmalıdır. Öbür yönden, anılan çalışmaların geçtiği iddia olunan dönemlerde, işyerinin niteliği itibariyle varsa müdür, amir, şef, muhasebeci, mutemet, ustabaşı ve usta gibi görev yapan yetkili veya çalışan başka kimselerde tesbit edilebildiği takdirde bu kişiler dahi çağrılıp dinlenilmelidir.
Sonuç olarak, bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiçbir kuşkuya ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, bu yönler üzerinde hiç durulmaksızın, açıkanan maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yetersiz ve noksan inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın kabulü yolunda hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.12.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.