 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1990/5521
K: 1991/1070
T: 11.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, trafik (iş) kazasında ölen sigortalı işçinin haksahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davanın yasal dayanağı, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü bakımından 506 sayılı Kanunun 26/1 ve bu davalının çalıştırdığı kişi olan davalı Mustafa bakımından aynı maddenin 2. fıkrasıdır. Bu maddelere göre, davalılar koşulları açıkca ifade edilen kusur hallerinin oluşması halinde sorumlu tutulabilirler. Diğer bir deyimle, anılan maddede kusura dayalı özel bir sorumluluk hali öngörülmüş olup, davalıların kusurlarının bulunmadığı, ya da olayın tümüyle kaçınılmaz nitelikte bulunduğu hallerde sorumlu tutulamayacakları ilkesi benimsenmiştir. Giderek anılan madde, Borçlar ve Trafik Yasalarındaki istihdam eden ve araç malikinin sorumlu tutulabilmesine ilişkin hükümlerin de bir istisnasını teşkil etmektedir. Sigortalının haksahipleri tarafından T.C. Karayolları ve Mustafa aleyhine açılan davada, Karayolları'nın İş Kanununun 73. maddesi çevresinde ve risk nazariyesine dayanılarak sorumlu tutulmasını öngören mahkeme kararı bu dosyada, T.C. Karayolları'nın 26. madde çevresinde bir konusunun belirlenememesi takdirinde bağlayıcı nitelik taşımaz. Öte yandan, haksahibi dosyasında hükme esas tutulan bilirkişi raporu 506 sayılı Kanunun 26. maddesi hükmü çevresinde ve maddede açıklanan nitelikte alınmış sayılamayacağından, işbu rücu davasında bağlayıcılığı da kabul edilemez. Bu bakımdan, uzman kişilerden oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan kusur raporu alınıp, yöntemince değerlendirilip, şayet kusuru varsa, talep de gözönünde tutularak Karayolları'nın sorumluluğu cihetine gitmek, şayet kusuru yoksa, T.C. Karayolları hakkındaki davayı reddetmek gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.