 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1990/4010
K: 1990/6972
T: 11.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, trafik (İŞ) kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Mahkemece, haksahiplerinden kız çocuğu Gülseren'in mahalli adetlere göre imam nikahı ile evlendiği ve giderek 2 çocuk sahibi de olduğu, böylece bakımını üstlenecek bir eşi bulunduğu olgularına dayanılarak, Kurumun, adı geçen hak sahibine bağlanan gelirden dolayı rücu alacağı doğmadığı var sayılmıştır. Evlilik yasal bir kurum ve kavramdır. Evlilk halinin nasıl doğacağı Medeni Kanunun 97-III. maddelerinde gösterilmiştir. Anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde bir evlilik bağının oluşmadığı mahkemenin de kabulünde olup, kanun hükümlerine göre, iki ayrı cinsten bireyin nikahsız olarak birleşmeleri evlilik olarak tanımlanamaz. Öte yandan 506 sayılı Kanunda nikahsız birleşmelere sosyal güvenlik nedenleriyle bir değer verildiği hal ve durumlar açıkca gösterilmiştir. Örneğin, 23/c-b maddesinde, ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan çocuklara dahi gelir bağlanması kabul edilmiştir. Bu hükümle, evlilik bağının nikahsız olarak birleşmelerle doğmayacağı, ancak, bu birleşmelerden doğan çocukların da sosyal güvenlikten yoksun bırakılmalarının uygun olmayacağı kabul edilmiş olmaktadır. Belirtilen biçimde açık bir hüküm bulunmadıkça Medeni Kanunun ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri açısından evli sayılamayacak olan hak sahibi Gülseren'in gelir almaya hakkı olduğu ve dolayısıyla Kurumun rücu hakkının doğduğunu kabul etmek gerekir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve kanuna aykırı olan mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.9.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.